Ağaç gövdesinde kırmızı – beyaz Karia Yolu işareti görülüyor, Solda nisan’dan bu yana bizimle irtibat kurup, yürüyen Ali Yollu arkadaşımız görülüyor. Eştengil, Knidos’un arkasında geniş bir düzlük, bir zamanlar yaşayanlardan kalan taş yapılar, hayvan damları duruyor, bir ekmek fırınının yanından geçtik.
Eştengil yöresel bir isim, İskandil’den geldiğini sanıyorum, batı tarafında İskandil burnu uzanıyor.
Eştengil’de tarihi sarnıcın önünde fotoğraflar çekildi, Eştengil’den ayrılırken zeytin toplamaya gelen bir Yazı köylü ile karşılaştık, eşeğin üstünde birisiyle karşılaşmamız sabahın erken saatlerinde bizim için güzel bir sürprizdi.
Eşekli kişiyle sohbet ederken Hakan çoban karşımızda beliriverdi, Yazıköy arazilerine ne zaman geldimse bir yerde ona rastlarım. Onu hep keçilerinin arkasında koştururken görmüşümdür çoğu defa, bu kez eşiyle zeytin toplamaya gidiyorlardı. Taş duvarların yanından yolumuza devam ettik.
Oldukça yaşlı zeytin ağaçlarının yanından geçtik, geçmiş yıllarda ayrıntılı fotoğraflarını çekmiştim, zeytin ağacına ölmez ağaç dedikleri kadar yok mu?. Karia yolunun geçtiği patika yol zaten buranın tek yolu, önümüzde Barkas koyu var, bu isimler yöresel.
Barkas antik kalıntıların olduğu, güzel sahili olan bir yer, antik dönemde önemli bir yer olmalı. Barkas’tan kayalık bir yolu takip ederek Değirmenbükü’ne doğru yürüdük.
Değirmenbükü Kapıtaşı mevkiinde Karia yolu tabelası bulunuyor, arkadaşlarımız yürüyüş boyunca Karia yolu tabelalarının önünde fotoğraf çektirdiler.
Heyecanla beklediğim yazınızı bir nefeste okudum…teşekkürler hocam. Bir gün bu güzel parkurlarda sizlerle yürümek umuduyla..Ee nede olsa umut fakirin ekmeği değil midir.:)
Siz istedikten sonra o da olur, biz her zaman hazırız..