Merdivenli’de yüzme molası verildi, arkadaşlarım burada denize girdiler. Birçok ege sahilinde olduğu gibi dramatik izler karşımızdaydı. Büyük ihtimalle batan mülteci teknelerinden kalan parçalar olabilir, giysiler, tekne parçaları vs. Murdala’ya geldiğimizde de biz gelmeden sahilden can yelekleri toplandığını duymuştuk.
Burada derin ve gizemli bir vadi var, beni etkiliyen bir yer, bu vadiye girmeyi çok istiyorum, ne zaman nasip olur bilemiyorum. Koya ismini veren kayalara oyulmuş merdivenli kısım, buraya ağaç dallarıyla yapılmış bir merdivenden çıkacağız, merdivenin basamakları ve gövdesi fazla sağlam değil.
Ahşap merdivenden çıkarak taş basamaklardan geçtik, antik bir yer. Yukarıdan merdivenli’nin görünüşü.
Bundan sonrasında parkur büyük bir kısımda tünel gibi bitkilerle kaplanmış patikalarda devam ediyor, tropikal bir iklimin etkisiyle bitkiler kısa bir zamanda her yeri kaplıyor, dolayısıyle zaman zaman Karia Yolu işaretleri ve yol kayboluyor, o anlarda GPS cihazı bize yol gösterdi.
Parkur arkadaşlarımızın çok hoşuna gitti, el değmemiş bir doğada bu şekilde devam eden bir parkuru birçok yerde göremezsiniz. Zengin bir bitki topluluğu var, yaşayan bir orman, canlılığı görebiliyorsunuz.
Çam ağaçları kıyı kısımlarda, içerlere doğru sandal, yabani zeytin, defne, harıp gibi makilerden oluşan geçit vermez bir flora var, bu patikanın dışında bu doğayı aşmak mümkün değil, bunu geçmiş yıllarda yaşayarak görmüştük.
Heyecanla beklediğim yazınızı bir nefeste okudum…teşekkürler hocam. Bir gün bu güzel parkurlarda sizlerle yürümek umuduyla..Ee nede olsa umut fakirin ekmeği değil midir.:)
Siz istedikten sonra o da olur, biz her zaman hazırız..