Kayalardan atlayarak, tırmanarak yolumuza devam ettik, karşımıza kapı gibi boşluğu olan bir kaya çıktı. yürüyüşümüzün bu kısmında bayağı zaman harcadık, dikkat etmek gerekiyor, küçük bir dikkatsizlik sakatlanmaya kadar gider.
Kaya müzesi, heykel gibi kayalar, arkadaşlar bu ilginç yerde birbirlerinin fotoğrafını çekiyor.
Bir ara Mustafa bu kayalık yerlerde bir yılan gördü, ben yanına gidinceye kadar yılanın kuyruğunun ucu dışarıda kalmıştı.
Üzeri yosun ve bitkilerle kaplı, diğer kayaların aksine açık renkli bir kaya.
Mustafa kayadaki tuzu göstererek eskiden yazları buradan tuz temin ettiklerini belirtti. Sağ üstteki küçük resimde görüldüğü gibi güçlü kuzey rüzgarları bitkilerde değişikliklere neden olmuş. Böyle yerlerde bitkiler rüzgardan korunmak için dallarını sıklaştırıyor. Rüzgarlar onları yatırarak ilginç görüntüler ortaya çıkarıyor.
İleride İnceburun feneri göründü, metal bir direk üzerinde güneş enerjisi ile çalışan bir fener.
Mustafa çocukken benim galatasaray çiçeği dediğim çiçeğin içindeki beyaz kısmı yermiş, tabii bu nesilden nesile geçen bir bilgi.
Ekrem arkadaşım fenerin dibine oturmuş manzarayı seyrediyor. Buradan arka tarafa geçerken zorlandık, birkaç yerde boyumuzca sık bitkilerin arasından bitkileri vücudumuzla yararak yürümemiz gerekti. Çevrede her yer dağ çileği ile kaplı, belirttiğim gibi bitkiler böyle rüzgarlı yerlerde çok sık oluyorlar.
Muzaffer bey sayenizde Datça aşığı oldum. O güzelim cennet mekanlarını bizlere gösterdikçe insan hayata yeniden bağlanıyor sanki. Sizi takip ettikçe yaşadığım gergin şehir ortamından uzaklaşıyorum. Ben de bir süre sonra Datça’ya yerleşmeye karar verdim. Size bu çabalarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunarım.
Bizler masa başları bekleyelim oturan patatesler gibi…:)sizler gezin doya doya tadını çıkartın doğanın..!BUNLAR KISKANÇLIK ÇIĞLIKLARI…
Ertelediğimiz güzellikler… çok imreniyorum sizlere ve o doğada doğup büyüyen çocuklara.Doğuştan şanslılar derler ya işte öyle. Mecburi istikamet bizimkisi ..iş,ev,okul,çocuklar derken ….bitmez bahaneler.Sağlık olsun ne yapalım belki bir gün.:)
Sizin her hafta yayınladığınız güzelliklerle yetiniyoruz şimdilik.Kısa aralıklarla gittiğim datça..özledim yine….Teşekkürler Muzaffer Bey.
Bu yuruyuslere nasil katilabiliriz acaba?