Bir noktada bütün her yer ayaklarımızın altında idi, Kızlan arazileri içinde yer alan sahiller , mavi ile yeşiln birlikte sunduğu bir kompozisyon, seyretmeye doyum olmuyor ama yolumuz uzun.
Aşağıya indikten sonra ilerideki buruna doğru yürümemize devam edeceğiz. Gereme Kızlan köyü arazileri içinde yer alan eşsiz güzellikte bir yer.
Yamacı inerken önümüze bir dere çıktı, Mustafa olmasa biz buradan öylece geçerdik. Gereme’deki çeşmenin suyu buradan gidiyormuş, bunu duyunca orayı görmek istedim, dik bir yamaçtan dereye indik, batonumu arabayı park ettiğim yerde unutmuşum, biraz zorlanarak dereye indim. Dik, kaygan bir zemin ama Mustafa ve Ekrem arkadaşlarım dereye çoktan inmişti bile. İndiğimiz yerde birkaç tane günlük ağacı vardı, burada yazın da su oluyormuş.
Bu su kaynaklarını iyi öğrenmek lazım, Mustafa ve Ekrem arkadaşım biraz yüksekte suyun toplandığı oyuk kısma çıktılar ama ayakkabım çok kayınca ben çıkmadım, durduk yere yolun başında kendimi sakatlamanın bir anlamı yok dedim. Köylüler kaynağın çıktığı bu yere Çeşmeözü diyor.
Buradan metal boru ile kaynak suyu çeşmeye kadar gidiyor.
Bir yerde derenin suyunu toplayan küçük bir depo var, burada toplanan kaynak suyu, açılan delikten dışarıya akıyor, su içmek için yapılmış, ilk suyumuzu buradan içtik. Ve yürüyüşümüze başladıktan kısa bir zaman sonra Gereme’nin Katıyalı denen kısmındayız. Akdeniz’den Ege’ye yürüyüşlerinde halk burada toplanıyor, yürüyüşçüler de buraya geliyor. Katıyalı’ya gelmek için Kızlan köyünden itibaren 8 km kadar yürünüyor, oysa biz bugün kısa bir yoldan, yorulmadan buraya ulaşıverdik.
Bahsettiğim çeşme, ben bu çeşmenin suyunun biraz önce gördüğümüz kaynaktan alınan su olduğunu bugün öğrenmiş oldum. Buraya birkaç kez tanıdıklarımla gelerek piknik yapıp, denize girmiştik. Rüzgarlardan etkilenmeyen bir yer. Orman yolundan yolumuza devam ederek biraz ilerideki küçük koya geldik.
Buraya Liman Başı deniyor, bu kısım rüzgarlara iyice kapalı. Mustafa’nın verdiği bilgiye göre; Akdeniz’den Ege’ye etkinliği başlamadan önce Datçalılar her hıdrellezde burada toplanır, piknik yapıp, eğlenirlermiş. Akdeniz’den Ege’ye etkinliği ile birlikte bu toplanmalar Çeşme’nin olduğu kısımda oluyormuş.
Muzaffer bey sayenizde Datça aşığı oldum. O güzelim cennet mekanlarını bizlere gösterdikçe insan hayata yeniden bağlanıyor sanki. Sizi takip ettikçe yaşadığım gergin şehir ortamından uzaklaşıyorum. Ben de bir süre sonra Datça’ya yerleşmeye karar verdim. Size bu çabalarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunarım.
Bizler masa başları bekleyelim oturan patatesler gibi…:)sizler gezin doya doya tadını çıkartın doğanın..!BUNLAR KISKANÇLIK ÇIĞLIKLARI…
Ertelediğimiz güzellikler… çok imreniyorum sizlere ve o doğada doğup büyüyen çocuklara.Doğuştan şanslılar derler ya işte öyle. Mecburi istikamet bizimkisi ..iş,ev,okul,çocuklar derken ….bitmez bahaneler.Sağlık olsun ne yapalım belki bir gün.:)
Sizin her hafta yayınladığınız güzelliklerle yetiniyoruz şimdilik.Kısa aralıklarla gittiğim datça..özledim yine….Teşekkürler Muzaffer Bey.
Bu yuruyuslere nasil katilabiliriz acaba?