18 Nisan perşembe günü Kızlan ile Karaköy arasında yer alan İnceburun’a yürüdük. Geçen gezimde bizimle yürüyen Öğrencim Mustafa Dede’ye İnceburun’a gitmek istediğimi söylemiştim. Perşembe günü Mustafa Dede ve Kızlan Köyünde ikamet eden, yeni tanıştığım arkadaşlarımdan Ekrem İpek ile İnceburun’a fenerine kadar gidip geldik, molaların dışında 8,5 saaat süren ilginç bir gezi oldu. Yeni öğrendiğim bu parkurların yürüyüşçü arkadaşlarımın da ilgisini çekeceğini düşünüyorum.
Arkadaşlarımdan gelen davet üzerine Perşembe sabahı Kızlan köyünde, Mustafa Dede’nin ailesinin evlerinin yanından yürüyüşümüze başladık. Yol boyunca tanıdık kişilerle selamlaştık. Güzel bir hava vardı ama bugün hava tahminlerinde kuzeyden rüzgarlı bir hava gösterdiği için bu parkurda yürüyüp yürümemekte bir ara kararsız kaldım çünkü yarımadanın kuzeyinde rüzgarlara açık bir burun’a yürüyecektim.
Yolun bu kısmından birçok kez yürümüştüm, bildiğim kadarıyla Kızlan-Karaköy Karia yolu da buradan geçiyor.
Her taraf yeşil çimenlerle kaplı, gelincikler tarlaları kaplamış.
Bir müddet sonra sağ taraftaki traktör yoluna saptık, önceki yıllarda biraz daha ileriden karşıdaki tepelere yürümüştüm.
Yolumuz Mustafa’nın babası Süleyman Dede’nin yanından geçiyordu, Süleyman Dede arılarının yanından yanımıza gelerek hoşgeldiniz dedi kısa bir sohbetten sonra kendisine kolay gelsin diyerek yolumuza devam ettik.
Kızlan’ın bu kısımlarında ilginç arazi yapıları var, karşı vadide bir şelale dikkatimizi çekti.
Patika yollardan Gereme tarafına doğru yürüyoruz, bu yürüyüşte rehberimiz Mustafa Dede, yaşamı bu arazilerde geçmiş, onun sayesinde geçtiğimiz yerlerle ilgili bilgi sahibi de olduk.
Temiz, sağlıklı bir havada, yeşil ve sarı renklerin arasından yürüyoruz, Ege denizi göründü.
Muzaffer bey sayenizde Datça aşığı oldum. O güzelim cennet mekanlarını bizlere gösterdikçe insan hayata yeniden bağlanıyor sanki. Sizi takip ettikçe yaşadığım gergin şehir ortamından uzaklaşıyorum. Ben de bir süre sonra Datça’ya yerleşmeye karar verdim. Size bu çabalarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunarım.
Bizler masa başları bekleyelim oturan patatesler gibi…:)sizler gezin doya doya tadını çıkartın doğanın..!BUNLAR KISKANÇLIK ÇIĞLIKLARI…
Ertelediğimiz güzellikler… çok imreniyorum sizlere ve o doğada doğup büyüyen çocuklara.Doğuştan şanslılar derler ya işte öyle. Mecburi istikamet bizimkisi ..iş,ev,okul,çocuklar derken ….bitmez bahaneler.Sağlık olsun ne yapalım belki bir gün.:)
Sizin her hafta yayınladığınız güzelliklerle yetiniyoruz şimdilik.Kısa aralıklarla gittiğim datça..özledim yine….Teşekkürler Muzaffer Bey.
Bu yuruyuslere nasil katilabiliriz acaba?