İnceburun Feneri Yürüyüşü

Burada kıyıdan yaptığımız yürüyüş son buluyor, rüzgar karşıdan gelince Musatafa Hocam burada orman yoluna sapalım dönerken kıyıdan geliriz, rüzgarı arkamıza alırız deyince makilerin arasındaki patika yola girdik. Bu yürüyüşümüzde Mustafa gibi buraları iyi bilen bir rehberimiz olmasa bayağı zorlanırdık, özellikle 3-4 yerde kritik noktalar vardı, yalnız olsak oralarda dönüp dolaşırdık.

Emecik dağı taraflarından gelen sese yönelince helikopteri gördük, rüzgarlı havalarda yangın tehlikesine karşı keşif uçuşu yapan bir helikopter mi, kimbilir.

cangıl ormanında yürüyüş

Ormanlık alana girer girmez çobanlara ait yapı kalıntıları karşımıza çıktı. Harçsız örülmüş duvarlar.

yürüyüş parkurları

Bu parkurda zaman zaman sık bitkilerin arasından geçmemiz gerekti.

İleride görünen kayalar bir kale duvarı gibi yeşilliklerin arasından yükseliyordu, güzel bir görüntüydü. Küçük fotoğraflarda bu kısımlardaki yol hakkında bilgi veriyorum.

karaköy inceburun

Ve nihayet çıktığımız tepeden hedefimizdeki İnceburun göründü. Yıllar önce onu ilk gördüğümde; Karaköy Kızılağaç’tan geçerken bir yamaçta mola vermiştik, oradan inci gibi görünen bir koy vardı, işte burası. O taraflardan buraya gelmek çok zor, geçit vermeyen sandal ve dağ çileği ağaçları ile kaplı, konuştuğum çoban arkadaş buradan oraya gidemezsin demişti. Ne zamandır yapmak istediğim bir yürüyüşü arkadaşlarım sayesinde yapmış oldum.

inceburun koyu

Mustafa çocukken babası ile buralara birçok kez gelmiş, balık tutmak için gelirlermiş. “Buralarda bir eşek gördüğümüzde balık tutmaya gelen birileri var derdik” derken o günleri yaşar gibiydi.

 

Ekrem arkadaş heyacanla fotoğraflar çekerken biz bu zorlu araziden nasıl geçeceğimizi düşünüyorduk. Önümüzde geçit vermeyen bir bitki örtüsü vardı, burada rehbere ihtiyaç var, Mustafa sıkça  buralara geldiği halde patika yolu bulmak için bayağı çabaladı, çünkü kullanılmayan patika yol çabuk kapanıveriyor.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9

3 yorum

  1. Muzaffer bey sayenizde Datça aşığı oldum. O güzelim cennet mekanlarını bizlere gösterdikçe insan hayata yeniden bağlanıyor sanki. Sizi takip ettikçe yaşadığım gergin şehir ortamından uzaklaşıyorum. Ben de bir süre sonra Datça’ya yerleşmeye karar verdim. Size bu çabalarınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Saygılarımı sunarım.

  2. Bizler masa başları bekleyelim oturan patatesler gibi…:)sizler gezin doya doya tadını çıkartın doğanın..!BUNLAR KISKANÇLIK ÇIĞLIKLARI…
    Ertelediğimiz güzellikler… çok imreniyorum sizlere ve o doğada doğup büyüyen çocuklara.Doğuştan şanslılar derler ya işte öyle. Mecburi istikamet bizimkisi ..iş,ev,okul,çocuklar derken ….bitmez bahaneler.Sağlık olsun ne yapalım belki bir gün.:)
    Sizin her hafta yayınladığınız güzelliklerle yetiniyoruz şimdilik.Kısa aralıklarla gittiğim datça..özledim yine….Teşekkürler Muzaffer Bey.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir