5 Ocak – Pırıl Pırıl Bir Datça Günü

Burada iki Rum evi varmış birinin sadece bir duvarı kalmış. 130 yıllık yapılar, Andoli’nin, Nikoli’nin evi diyor sanki Ramazan arkadaş hızla, isimleri yanlış yazmış olabilirim. Tek oda küçük evler.

Bir arkadaş biraz ilerideki bir tarlada bademler olduğunu söyledi, görmeye gittim arkadaşın dediği gibi çok fazla olmasa da çağlalar vardı. Ramazan arkadaşım çağlanın nerede olduğunu biliyorum seni götüreyim dedi ve arabasıyla yola çıktık. Eski dar sokakta yoldaki odunları kaldırmak için Ekrem arkadaşım ve Şefik arkadaş hemen arabadan indiler, ben de fırsattan istifade sokaktaki evleri görüntüledim.

Toprak bir yoldan, bozuk yollardan geçtik, yolları yağmur suları bozmuştu, yola bağlanan bir eşeği zor geçtik. Ve yüzyıllardan bu yana burada akan bu çeşmenin önünde durduk. Buraya Kocamuhar deniyormuş, muhar kaynak demek bildiğiniz gibi.

Bugün beni çağlalardan çok bu çeşme heyacanlandırdı diyebilirim, 2013 yılı Karia yollarında yürürken bu yoldan geçip Palamutbükü’ne gitmiştik ama bu çeşmeyi görmemişiz nasılsa. Hızla yürüyüp birçok şeyi göremeden geçtiğimiz çok olmuştur.

Şefik bey gibi ben de suyundan içtim, çok güzel bir su. Yolumuzda koyunlarını otlatmaktan gelen bir köylü ile karşılaşıyoruz, arkadaşlar tanıdıkları için sohbet ediyorlar. Ben de yavruladılar mı diye merak ediyorum, koçu yeni almış henüz yavru yokmuş. Bugün bir de yeni yavrulardan bir kuzu görseydim dedim ama hepsi birden olmuyor işte.

Meraklı koyun makinama taktı, koyunların arkasından baktığımda güzel bir görüntü vardı.

Ve çağlaların bol olacağını tahmin ettiğimiz tarladayız, ilk ağaçta çiçekler, filizler, çağlalar birlikte görünüyordu. Oldukça çok çağla vardı, bir hafta içinde satılacak duruma gelirler, aralarında bazıları büyüktü.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9