5 Ocak – Pırıl Pırıl Bir Datça Günü

Yaka köyünden Yazı köye doğru giderken yolun kenarı anemonlarla kaplıydı, metrelerce anemon grupları, renk renk, otların arasında uçuşan kelebekler gibi.

Çeşmeköy arazilerinde çiçek açmış bir badem ağacı gördük, yanından bir dere akıyor, çiçekler çok güzeldi.

Bir zamanlar Betçe’de narenciye ağacı çokmuş, şimdi bunların yerinde badem ağaçları var.

Aklıma öğretmen arkadaşımız Ramazan Kırlı geldi, Belenköylü kendisi, hala öğretmenlik yaptığı için Pazar gününün dışında buralara pek gelemiyor. Birkaç kez birlikte yürüyelim demiştik ama fırsat olmadı. Bu yıl köyünde bir ev yaptığını, bahçesiyle uğraştığını duymuştum, bugün de pazar belki rastlarım dedim ve Çeşmeköy’den sonra Yazı köyüne varmadan Belen Köye giden yola saptık, yolun başındaki Knidos tabelası beni ve birçok kişiyi saşırtan birşey. Belenköy Yazıköyü’nün mahallesi, yol üzerinde horasan tepeleri. Bu toprağı kullanmak şimdi bildiğim kadarıyla yasak, uzun yıllardır duvar örerken harç yapımında kullanıldı, biz de evimizde zaman zaman kullandık. Yanardağların etkisiyle oluştuklarını okumuştum, çimentoya iyi uyum gösteriyor.

Belenköy kahvesine yaklaşırken kahvede Ramazan arkadaşımı gördüm o da bizi görmüştü hemen bizi karşıladı. Kahve yüksekçe bir yerde, kahvedekilerle selamlaşıp oturur oturmaz Şefik Kargın bu yılın ilk çağlalarını gösterdi. yememiz için uzattığında bana bunların ağaçtaki görüntüleri lazım dedim. Kahvede Ramazan arkadaşımızın ısmarladığı çayları içtik, simitlerimizi yedik. Bu köylerde kullanılan sular kaynak suyu, çayları da çok güzel oluyor.

Ramazan arkadaşımın bahçesindeki badem ağaçları çiçek açalı çok olmuş, belki çağla olmuşlardır diye bakmaya gittik. Yolumuzun üzerindeki taş yapının yanından geçerken arkadaşlar Datça’nın ilk motorlu değirmenlerinden diye belirttiler, Halil Aydın diye birisi işletmiş, rahmetli olmuş. Yel ve Su değirmenlerinin yerine bunlar kullanılır oluyor.

Ramazan Kırlı’nın bahçesi, eski Rum yapısı bir yapıyı restore etmiş, bahçesinde sebze meyva yetiştiriyor, ekonomik bir değeri yok, maksat toprakla uğraşıp dinlenmek, baba köyünde özüne dönmek gibi. Çağla ağaçlarında birkaç tane çağla vardı, fotoğrafını çektik.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9