Datça’da bahar hiç gitmez, kışları da ayrı bir bahar vardır, çimenler, otlar her yeri kaplar, her yer yeşillenir.
Dar, taş yollardan geçerek Orhan’ın kahvesine gittik, çay içip gözleme yedik. Burada Orhan’ın gelini Selda hanım Çaput Oya çalışmalarını getirince arkadaşların çok ilgisini çekti, çalışmalarını beğendiler. Yan masada oturan Eski Datçalılara eskiden de bunlar var mı diye sordum, son yıllarda turizmle birlikte çoğalan çalışmalar, bayanlara bir gelir kapısı.
Değişik renklerde çok zarif çalışmalar, alt kısımlarında deniz kabukları vardı, bunları satın mı alıyorsunuz diye sordum deniz kenarından topluyorlarmış. Bu çalışmalara 6-7 yıl önce başlamışlar, bayağı bir hazırlık aşaması var. Kesiliyor, dikiliyor, bir tanesini bir günde yapıyorlar sanırım. (5 TL ) Daha dik durduğu, boyası çıkmadığı, daha canlı durduğu için sentetik kumaşları kullanıyorlarmış.
Arkadaşlar her çalışmayı dikkatle inceliyorlar.
Yeşim Marketin karşısındaki hediyelik eşya atölyesine giderken, Eski Datça Muhtarı Neşe Karaoğlan’ın işlettiği Yeşim Marketten gitar sesleri geliyordu, Neşe gitar çalıyor diye içeriye girince Gitarist arkadaşımız Cihan Türk ile karşılaşmam hoş bir sürpriz oldu. Sonra gitarın nağmelerini dinlerken biraz ilerideki hediyelik eşya dükkanına girdik.