Yeni Yılın İlk Günü

datça kızalan köyünde

2014’ün ilk günü, sabah geç kalktım, hava kapalı, puslu, soğuk olmamasına rahmen kışı hatırlatan bir hava. Kahvaltımı yaptıktan sonra Kızlan köyünde oturan arkadaşım Ekrem İpek’i ziyaret ettim. Evin manzarası çok güzel, ilk işim birkaç fotoğraf çekmek oldu. Arka taraftaki dağlara bakarken eski bir ev gördüm, oraya kolay gidilir mi diye arkadaşıma sordum, sormamın nedeni; bana iki hafta yürümek yasak ama  hareket etmeden durmam zor, hiç değilse arızalı ayağımı fazla zorlamayayım dedim. Ekrem arkadaşım eve kolayca gidebileceğimizi belirtince oraya gitmeye karar verdik.

yeni-yıl-ilk-gun-2

Bunları konuşurken oradan geçen bayanlara selam verince öğrencilerim Gülsüm ve Fatma Topaloğlu ile karşılaşmam hoş bir sürpriz oldu. Kırlarda dolaşarak çiçek toplamışlar, topladıkları çiçekler birçok kez fotoğrafını çektiğim ama yöresel adını bilmediğim çiçeklerdi. Fatma’nın elindeki çiçeklere Dağ karanfili diyorlarmış.

kır karanfili koklayan kadın

Demetin arasında nergis te var, dağ karanfilleri çok güzel kokarmış, şimdiye dek kokusunu merak edip koklamadım. Ekrem arkadaşımdan sonra Gülsüm ve Fatma yeni yılın ilk gününde ilk gördüğüm kişiler, iyi yıllar dileyerek uzaklaştılar.

horoz mustafa

Eski eve doğru yola çıkar çıkmaz Ekrem arkadaşımın komşusu Horoz lakaplı Mustafa Fidancı ile karşılaşıyoruz, iyi yıllar dileyerek selamlaşıyoruz. Horoz Mustafa’nın daha önce de birkaç kez fotoğrafını çekmiştim, havalı bir fötr şapkası var. Mustafa Fidancı’nı yaşı 70 i geçkin, saçlarında hiç beyaz yok, boyuyormusun diye sordum, doğalmış, genetik diyor. Baraka şeklinde bir evde yaşıyor, hayatından memnun.

yeni-yıl-ilk-gun-18

Geldiğim yıllarda  seramikçi bir bey vardı, adı Cahit’ti sanırım, ilk yıllarda Dadya-Dost’ta karşılaşıp, birkaç kez sohbet etmiştim. Ak saçlı bir seramik ustası, o kadar istediğim halde atölyesini ziyaret edememiştim.  Ekrem arkadaşım tanıyor, birkaç yıl önce vefat etmiş, şimdi evinin yanından geçerken hayalimde canlandı o günler. Ölümünden sonra çocukları birisine satmışlar burayı. Yaşam böyle bir şey dedim, herşey masal gibi, hırsla sağa sola saldıranların, mal – mülk peşinde koşanların bu dünyada misafir oldukları akıllarına gelmiyor nedense. Güzel şeyler yapmak, misafir oldukları bu dünyaya güzellikler katmak, bize bırakılan bu güzellikleri korumak bazılarına çok uzak. Birçok yer satılmış, yeni gelenlerin yaptıkları evler sıkça karşımıza çıkıyor, yüksek taş duvarlar.

yeni-yıl-ilk-gun-20

Sıkıcı bir hava var, fotoğraf makinamın üzerine küçük birkaç damla düştü ama yağmur havası henüz yok.

yeni-yıl-ilk-gun-21

Eve doğru giderken otlayan bir eşeğin yanından geçiyoruz, köylerde hala faydaları çok. Özellikle yaşlılar hala onlardan vazgeçemiyor, odunlarını, ürünlerini taşıyorlar.

Sayfalar: 1 2 3 4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir