Sokağı döner dönmez ayaküstü sohbet eden Mesut Tunç, Hülya Yıldız, Gönül Yaşar ile karşılaşıyoruz. Güneşin turuncu ışıkları duvarlara yansırken kısa bir zaman için de olsa bu şekilde dinleniliyor. Karşı tarafta Ali Kocadurmuş fotoğrafımı çek diye seslenirken, eski bir evin önünde fotoğrafını çekiyorum.
Arkadaşlar yapının fotoğrafını çekerken satılık diyorlar, tek odalı bir yapı, burası bir zamanlar Köyün ilk kahvesi imiş.
Dar sokaklarda türüyüşümüzü sürdürüyoruz, görüldüğü gibi şimdi kullanılmayan çok sayıda eski yapı var. Burada kentsel sit olduğu için yapılara izin almadan birşey yapamazsınız, tabii onarmak isteseniz de herkesin gücü buna yetmez. Oysa Eski datça gibi bir kent burada da yapmak mümkün. Ülkemizde proje üretmek, elimizdeki zenginlikleri korumak gibi girişimler malesef çok fazla görülmüyor. Bakalım mahalle olduktan sonra Yazı’da ne gibi değişiklikler olacak.
Yazı Köy’e doğa yürüyüşleri yapmak için de gelenler oluyor, çok güzel parkurlar var.
Bize pencereden el sallayanlar var. Geleneksel mimaride tek dam denilen yapılar, çatıları toprak damdı. Şimdilerde çoğu beton veya kiremit.
İşte benim memleketim köyümü ve sevdiklerimi ne kadar güzel kaleme almışsınız ben İzmir’de yaşıyorum ama 3 günü geçen bütün tatillerde oradayım her zaman söylüyorum Datçalı olmak bir ayrıcalıktır sayenizde şuan kendimi köyümde gibi hissettim kaleminize ve yüreğinize sağlık