Yazıköy’de Bir Akşamüstü

4 Ağustos öğleden sonra arkadaşım Ekrem İpek ile Betçe’ye doğru yola çıktık. Amacım Yazı köye kadar gitmekti, bu zamanda sahiller kalabalık oluyor, iç kısımlar daha sakin ve tanıdık kimseler daha fazla.

koca mehmet

Zeytincik’ten geçerken arkadaşım bize el sallandığını söyleyince döndük, Koca Mehmet Datça ürünleri satan bir tezgahın başındaydı. Zeytincik, Sındı köyü mahalle olmadan önce Sındı’nın mahallesiydi, Knidos yolu üzerinde, Palamutbükü’ne gidenler de oradan geçer. Tezgahın asıl sahibi gelinceye kadar Koca Mehmet tezgahtaki ürünleri bize övdü durdu. En iyi bal burada, bu polenli balı başka yerde bulamazsınız gibi. Tezgahın karşı tarafında mezarlık görünüyordu,  içindeki çocuk parkı da hemen dikkati çekiyordu. Koca Mehmet mezarlıkta çocuk parkını da başka yerde göremezsiniz diye takıldı.

Biraz sonra tegahın asıl sahibi Güllü hanım geldi, Güllü Balları markasıyla ürünlerini satıyorlar.  Knidos’a kadar yol üstünde bunun gibi tezgahlarda ürünlerini satan çok kişiyi görebilirsiniz, büyük bir kısmı kendi ürünlerini pazarlıyor. Koca Mehmet polenli balın faydalarından bahsederken, Güllü hanıma ürünlerini Sındı Kooperatifine vermiyor musun diye sordum; isteseler neden vermeyeyim diye cevap verdi. Güllü Fatma Güçlü, tel: 0 546 605 4834, ürünlerinin kalitesi hakkında garanti veriyor, tersi olursa bu sayfama yorum yazabilirsiniz.

 

Yaka’ya geldiğimizde Knidos Akademi’nin Cafesinde bir çay molası verelim dedik, vakit daha erkendi, Yazı’yı akşam üzeri görmek istiyordum.

Knidos Akademi’nin eli ayağı diyebileceğim Fevzi arkadaş çaylarımızı getirdi, yeşilliklerin, heykellerin arasında çaylarımızı yudumladık. Birçok kişi Knidos Akademi’ye uğramadan geçip gidiyor, bazıları buraya girmenin ücretli olduğunu sanıyormuş, öyle birşey yok, serbestçe girip gezebiliyorsunuz, Cafe’de de oturup dinlenebilirsiniz.

Knidos Akademi’den ayrılıyorduk ki badem toplamaya gelen Yücel hocam bize seslendi, büyük oğlumun ilkokul öğretmenidir. Senden kurtuluş yok mu, nereye gitsem karşıma çıkıyorsun gibisiyle bana takılırken fotoğrafını çektim. bu yıl Yücel hocam ve ailesi ile 3-4 kez değişik yerlerde karşılaştım. Bazıları ilginç karşılaşmalar oldu, tabii ben geziyorum da Yücel hocam gezmiyor mu, o da çok geziyor ki karşılaşıyoruz. Bu mevsim badem toplama zamanı, herkes bademlerini toplamak için bahçelerde. Yücel Kaya’ya bahçedeki bademlerin cinsini sordum, Sıra Badem miş.

Biraz ileride Yücel hocamın eşi Suna Kaya bademlerin kabuğunu temizliyordu. Suna hanımla uzun bir zaman aynı okulda çalışmıştık. Kendileri Yaka köyünden.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8

Bir yorum

  1. İşte benim memleketim köyümü ve sevdiklerimi ne kadar güzel kaleme almışsınız ben İzmir’de yaşıyorum ama 3 günü geçen bütün tatillerde oradayım her zaman söylüyorum Datçalı olmak bir ayrıcalıktır sayenizde şuan kendimi köyümde gibi hissettim kaleminize ve yüreğinize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir