Daha önce muhtarlığa ait olan bu tesis şimdi belediyeye geçmiş, ileride nasıl bir uygulama olur, gelir kime kalır bilmiyorum. Araba park yeri de var, konaklama tesisinin önde ve arkada kapıları var.
Köyün konaklama tsisinin hemen ilerisinde köye ait bir yer daha varmış, Muhtar Salih Bora bizi oraya da götürdü. 3 yıllığına kiraya verilmiş, Eniştenin Yeri adı altında çalışan bir Cafe. Nazlı Kargın Şahin ve eşi Adem Şahin burayı çalıştırıyorlar. Gittiğimizde Nazlı hanım köy fırınında pide yapmakla meşguldü, bunlardan biz de yiyebilirmiyiz diye sorunca tabii dediler. Adem Şahin Bursalı, Yazıköy’ün eniştesi, Eniştenin Yeri ismi de oradan geliyor. Yazı’da dışarıya gelin giden çokça bayan var, bayramlarda köy yolları arabalarla doluyor, ziyarete gelen kızlar, damatlar.
Enişte’nin Yeri hoş bir yer, burada böyle bir yere ihtiyaç vardı.
Son olarak Muhtar bizi Köyün kapalı düğün salonuna götürdü, yol boyunca su tankerleri, traktörleri gibi araçları gösterek yaptığı çalışmalardan söz etti. Düğün salonu Knidos’a giderken köyün çıkışında, düğün salonunun içinde Cafe de var. İki üç günde bir düğün oluyormuş, oldukça geniş bir salon. Burada düğün salonu yokken kışın bu yörede yaptığım yürüyüşlerden sonra birkaç kez yemek molasını burada vermiştim. Masalar falan vardı. Muhtara Yazıköy kooperatifini sordum ne durumda diye, başkanı benim dedi, sevindim. Kooperatif binasının yapımını en başından belgelemiştim, hatta ilk ürün alma aşamasında da gelip fotoğraflar çekmiştim. O zamanlar kooperatif başkanı öğretmen arkadaşım Kadir Balcı idi. Bu yıl zeytin yılı yağ zamanı geleceğim.
Yazı merkezine gelip arabamı eski okul binasının önüne park ettim, yollar dar olduğu için yol üzerinde park etmek uygun olmuyor. Yol kenarında oturan (solda) Gülsüm teyze köyün en yaşlılarındanmış, 99 yaşında. Saime hanım ile sohbet ediyorlardı. Yazı’dan geçenler bu cadde boyunca oturanları, sohbet edenleri görmüşlerdir, bu akşam o görüntüleri belgelemek istiyordum.
Muhtardan ayrılarak hemen solumuzdaki dar sokağa girerek gezimize başladık, daha önce gezmediğim yerler. Sokağın ucundaki evin bahçesinde Emine Korkut ve Nuriye Aydın sohbet ediyorlardı.. Selam vererek kendileriyle ayaküstü konuştuk. Emine Korkut’la daha önce tanışmıştım, köyde Ulviye diye bilinir, Betçe tarafında çoğu kişi üç isimlidir, köylerde tanındıkları isimler, Nüfusta yazmaz çoğu zaman, tanıdığım arkadaşların çoğunda bunu görmüşümdür. Benim arkadaki yeşillik dikkatmi çekti Nuriye hanıma sen mi ilgileniyorsun diye sorunca çocuklarım diye cevap verdi. Yaşlı insanlarla konuşunca yaşlılığın getirdiği sorunlardan yakındıkları oluyor bazen, tabii burası Datça’nın en uzak köyü, doktora gidip gelmek, bir ihtiyacı karşılamak kolay olmuyor. Yazı Yarımada’nın batı tarafında en son köy, şimdi mahalle oldu, merkeze 30 km uzaklıkta, 8 kilometre sonra Knidos antik kenti geliyor, buraya gitmek için Yazıköy’den geçiyoruz.
İşte benim memleketim köyümü ve sevdiklerimi ne kadar güzel kaleme almışsınız ben İzmir’de yaşıyorum ama 3 günü geçen bütün tatillerde oradayım her zaman söylüyorum Datçalı olmak bir ayrıcalıktır sayenizde şuan kendimi köyümde gibi hissettim kaleminize ve yüreğinize sağlık