Hemen hemen tüm sahil restoran ve cafelerle donanmış durumda, ılgın ağaçlarının gölgesinde oturmak daha hoşuma gidiyor.
Ve dönüş yolunda Knidos Akademi’ye uğramadan edemiyorum, o gün akademi sakindi yakında Kırgız sanatçılar gelecekmiş.
Bazı heykeller bulunduğu yere çok yakışıyor, bu ahşap heykel de onlardan biri bana göre. üzerine vurmuş güneş ışığı ona bir canlılık vermiş, nefes alıyor gibi.
Yaka’dan geçerken yolun her iki tarafı bademlerle kaplıdır, şubatta beyaz çiçekleriyle bizi mutlu ederler, yeşillendiklerinde umudu aşılarlar. Şimdi sarı renk hakim olmuş.
Kocadağ’ın arka taraflarından beyaz bulutlar yükselmekte.
Zeytincik’ten sonraki Sındı arazilerinde bademler sarı renkleriyle yeşillerin içinde güzel bir görüntü oluşturuyor, çiçeklendikleri zaman da burada manzara muhteşem olur.
İşte böyle bir pazar gezisi de güzel görüntülerle son buldu, imkanınız olursa, doğal güzelliklerini henüz koruyorken, sonbaharda Datça’yı gezin derim.
Yine çok güzel bir yazı ve fotoğraf kareleri .Teşekkürler Muzaffer Özgen
Ben henuz cok degil datcayla tanismam 2005de oldu ve bende son 3yildir datcadan ev aldim fakat datca bu son yilar yapilasmasi cok bozulmaya basladi bence buna dur demeleri lazim bu yil butun koylari cok kalabalikdi
hocam sagolasın.yaz bitti ama datca hala yazı yaşıyor.ne mutlu orada olanlara
muzaffer hocam sağolasın.yazı bitirdik ama zonguldak tan datca yı izleyerek sayenizde yazı yaşıyoruz.