Pirenlik’te arabadan iner inmez rüzgarın ormandaki uğultusu duyuldu, ürperten, artık farklı bir doğada olduğumu bana hissettiren,bir müzik. Fotoğrafta da görüldüğü gibi yol düzletilmiş, fıstık çamlarından oluşan koruluk Hızırşah muhtarlığınca piknik alanı olarak düzenlenmişti, maalesef Datça’daki birçok şey gibi yarım kaldı, yapılan bazı şeyler söküldü, götürüldü. Buraya akan Bubaslık suyu da akmıyor artık, Hızırşah suyuna bağlandı diye duymuştum.
Pirenlik’ten Knidos yoluna çıkarken durup fotoğraf çektim, karşıda Kocadağ ( Bozdağ ) bütün heybetiyle durmakta, manzara çok güzel, çam kokularıyla dolu bir havayı ciğerlerime çekiyorum.
Ahlat dediğimiz deli armutların olgunlaştığı zamanlar, doğu tarafımda Reşadiye’ye doğru uzanan badem ve zeytin ağaçlarıyla kaplı düzlükler.
Yaka’yı biraz geçmiştim, zeytin toplamakta olan bir grupla karşılaştım, bu yıl zeytin toplayanları ilk görüşümdü. Zeytin yılı değil, ağaçların pek çoğu ürünsüz. Yağmur da olmayınca zeytinler çabuk karardı, bazı yerlerde 10-15 gün önce başlayan zeytin toplama işi, buralarda yeni başlıyor. Son yıllarda zeytin toplarken ağaçların altına geniş yazgılar seriliyor, toplama kolaylaşıyordu. Burada yerden tek tek topluyorlardı, sormak aklıma gelmemiş. Belki de eski günlerdeki gibi, bir arada sohbet ederek çalışmak daha hoş geliyordur.
Osman Kadri Bitezli ile geçen yıllarda Sındı Kooperatif Başkanı olduğu zamanlarda tanışmıştım, çay demlemekle meşguldü, yanıbaşında da kızı Bade vardı. Fotoğraf çekebilirmiyim diye sordum ilk olarak, tabii diyerek izin aldıktan sonra zeytin toplayan grubun yanına gittim. Aydemir ailesi yarıya topluyorlardı, yani başkasının zeytinini yarı yarıya toplamak oluyor. Sıcak insanlar, hoş bir sohbet oldu.
Bade hep yanımdaydı, topladığı zeytinleri bana gösterirken, onun aslında bu işle pek ilgilendiği yoktu, kıpır kıpır hep hareket halinde. Yanıbaşımdan hiç ayrılmadı, birlikte çekimler yaptık, ilkokul 2. sınıfa gidiyor. Fotoğrafta hemen yanında teyzesi Aylin Ayçetin’le görülüyor, Aylin arkadaş Gıda Teknisyeni, okulu bitirmiş iş bulamadığı için burada ailesine yardım ediyor, dışarıdan işletme okuyormuş.
Bade ile çekim yapıyoruz, bu arada bana zeytin toplayanları tek tek tanıtıyor, teyzem, halam Güzide, Ömer amcam gibilerden. Bir ara biraz da zeytin ağacını çek diyor, tamam yönetmenim diyorum ben de. Betçe’de okuma oranı yüksek, çocuklar da zehir gibi Bade de olduğu gibi.
Muzaffer Hocam :Memleket hasreti çektiğim şu günlede resimlerin ilaç gibi geliyor
Ne zaman memleket gözümde tütse senin sayfaların acımı hafifletiyor.
Eline ayağına sağlık.