Bu yerin konumu ve denize doğru yığılı taşlar bir zamanlar burada bir liman veya iskele olduğunu gösteriyordu sanki. Biraz gidince sağ tarafta yapı temelleri de göründü.
Yamaçlardan yürürken gördüğüm tekne Karaköylü Yıldıray Kayan’a aitti, Yıldıray sırtı çekiyordu, bir defasında onunla Mersincik’e kadar gitmiştim.
Kışın olsa bu kısımdan geçmezdim.
Karaköy’e yaklaşırken biraz rüzgar çıktı, dalgalarla deniz kıyılara kadar geliyordu. Arkadaşım bu kısımdan geçtikten sonra uygun dalgayı bekledim biraz, sabah deniz buralara gelmiyordu, rahatça geçmiştik. Karia yolu aslında burada üst taraftan geçiyormuş , oradaki tarlaya domates ekmişler ve yolu kapatmışlar doğal olarak, biz de bundan sonraki kısmı kıyıdan yürümek zorunda kaldık.
Karaköy marinası hızla ilerliyor, oradaki kaçak tekneyi buraya getirip bırakmışlar. Yol kenarındaki sazlık kısım tarlalar boyunca devam ediyor, antik çağlardan bu yana uygulanan bir yöntem. Sazlar rüzgarı kesiyor, yoksa sert rüzgarların estiği burada sebze yetiştiremezsiniz.
Marina meydana çıkmış artık, taş gereksinimi için doğaya zarar vermedikleri sürece güzel görünüyor. Bir ara Kartal vadisinde taş ocağı yapılacak diye bir söylenti çıkmıştı da korkmuştum. Ekrem arkadaşımla 20 km ye yakın yürüdük, güzel bir yürüyüş oldu. Bundan sonra da nasip olursa ilginç yerlere gitmeye niyetliyiz. Bayramınızı kutlar sağlıklı, mutlu nice bayramlar dilerim.
Kanyonun gidilebilen son noktasına kadar gitmediğim için çok üzülmüştüm.ama yine fotoğraflarınızla bana o ‘gitmiş olma’ duygusunu yaşattınız.Teşekkürler. Ayrıca keçili fotoğraf da en sevdiğim fotoğraflardan biri olarak hatıralarımda yerini alacak. selamlar..
hocam resimler çok güzel yalnız tıkladığımızda aynı büyüklükte resim geliyor .acaba tıklandığında resim daha büyük olamazmı.saygılar….
Bu büyüklük bile siteye bayağı yük veriyor, çok resim olduğu için.