Biz çobanla konuşurken keçiler durdukları yerden hiç ayrılmadılar, çobanın hareketini beklediler. Ne zaman ki çoban onlara seslendi yürümeye başladılar.
Üç yıl içinde Kanyon yolunun uzunluğunu unutmuşum git git bitmiyor, bir ara yanlış yere mi geldik dedim, tam kanyona geldik derken tekrar dereden yürümeye devam ediyoruz.Yol da değişmiş, keçi sürülerinin etkisi yollarda görülüyor, her yer onlarla kokuyor. Geçen sefer kasım ayının son günü gitmiştik, yol üzerindeki dağ çileklerinden yediğimizi hatırlıyorum. Oldukça rutubetli bir hava vardı, öyle havalarda rutubet kanyonda daha fazla hissediliyor.
Dağlardan sızan sular kayalarda desenler oluşturuyor, köylüler bu gibi yerlere damlantı gibi isimler veriyorlar. Tam kanyona geldik dediğim an ama burası da değil daha yürüyeceğiz.
Çok görkemli görüntüler.
Dere yatağında iri taşların üzerinde yürüyoruz.
Çamları görünce çağrışım yaptı, geçen sefer burada çam fotoğrafları çektiğimi hatırladım.
İlerideki dar yarık kanyona geldiğimizi haber veriyordu.
Kanyonun gidilebilen son noktasına kadar gitmediğim için çok üzülmüştüm.ama yine fotoğraflarınızla bana o ‘gitmiş olma’ duygusunu yaşattınız.Teşekkürler. Ayrıca keçili fotoğraf da en sevdiğim fotoğraflardan biri olarak hatıralarımda yerini alacak. selamlar..
hocam resimler çok güzel yalnız tıkladığımızda aynı büyüklükte resim geliyor .acaba tıklandığında resim daha büyük olamazmı.saygılar….
Bu büyüklük bile siteye bayağı yük veriyor, çok resim olduğu için.