Merdivenlerle bir tepeye çıkıyoruz, çevre sarının tonlarında çiçeklerle kaplı. Buradaki bilgilendirme tabelasında antik kent ile ilgili bilgiler veriliyor. Küçük bir tabelada güney agora ve pazar yeri yazıyor.
Tepeden antik kent manzarası çok güzel görünüyor, yeşilin değişik tonlarında bir doğa ve o doğanın içinde yükselen sütunlar. Denizli’de sıkça gördüğüm kavaklar burada da çokça.
İlerlerde bir yerleşim görülüyor Geyre yerleşimi olmalı, antik kente gelenlerin orası ile pek irtibatı yok doğal olarak. Bir daha gelmek nasip olursa orayı da görmek isterim.
Tepeden çektiğim fotoğrafta pek çok yapı kalıntısı var.
Tepeyi geçer geçmez kentin tiyatrosu karşımıza çıkıyor, oldukça iyi korunmuş vaziyette. Basamaklarında oturup, sahnesinde arkadaşlarım kısa bir oyun sergiliyor. Tiyatronun akustik bir özelliği var, aşağıdaki sesler yukarıya kadar rahatça geliyor.
Verilen bilgilerden bir zamanlar antik kent içinde Geyre köyünün evleri varmış, köy yeni yapılan yerleşim yerine taşınarak kazı çalışmaları yapılabilmiş. Bu durumu gezdiğim birçok Karia kentinde gördüm, antik kentler köyler ile yan yana. Tiyatro 2. yy da ve Bizans döneminde onarım görmüş. Müzede sergilenen bazı heykeltraşlık eserleri burada bulunmuş. Klasik bir Yunan tiyatrosu şeklindeki tiyatronun orkestra kısmı yarım daire şeklinde yapılmış, M.S 2. yy dan sonra gladyatör savaşları için yapıda bazı değişiklikler ve eklemeler yapılmış.
Mutlaka gezilip görülmesi gereken bir yer