12 Nisan sabahı arkadaşım Ekrem İpek ile Menderes Yolu’nda yapacağımız üç günlük bir yürüyüş için arabamızla Datça’dan yola çıktık, istikametimiz Denizli’ydi. Heyacanlıydık, yürüyüş arkadaşlarımızla buluşacaktık, ilk kez yürüyeceğimiz farklı bir doğa bizi bekliyordu. Beni heyacanlandıran diğer bir husus çocukluğumun ve gençliğimin en güzel zamanlarının geçtiği, doğa sevgimin perçinleştiği şehre gidiyor olmamdı. Ben bıraktığımda yemyeşil bir Denizli vardı, kentleşme, göçler, nüfus artısı yaşamımın 14 yılının geçtiği bu güzeller güzeli kenti oldukça değiştirmiş ama yürüdüğümüz Menderes Yolunda o yılların Denizlisini tekrar gördüm, anılarım tazelendi.
Denizli Menderes Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü ( Mendosk ) nün organize ettiği Menderes Yolu Yürüyüşü bu yıl ikinci kez yaşama geçirildi. Menderes yolu çalışmalarını başından itibaren ilgiyle takip ettik, çünkü yolun yaşama geçirilmesinde önder olan kişiler arkadaşlarımızdı. Bu yolda yürürken onların yaşadıkları heyacanlar, zorluklar, fedakarlıklar gözümün önünde canlandı. Onlarla Datça Karia Yollarını birlikte bir baştan diğer başa kadar yürümüştük, o arkadaşlık devam etti. Datça dışında yaptığımız bu gezilerle yeni deneyler ve bilgiler ediniyoruz, eksiklerimizi de görme imkanı oluyor. Yeni heyacanlar, arkadaşlıklarla yolumuza devam etmek için bir enerji de kazanmış oluyoruz.
Üç gün kamp kurarak gerçekleştirdiğimiz Menderes Yolu Yürüyüşü’nü üç güne yayarak yayınlayacağım, her gün yürüdüğümüz bir parkuru ve yaşadıklarımızı göreceksiniz. Birçok fotoğraf var, bir gün sizlerin de bu güzel rotada yürümenizi dilerim. Nisan ayı buraların en güzel zamanı fakat 30 dereceye yaklaşan sıcak havada geçen bir üç gündü. İklimlerdeki ısınmayı bu yıl daha belirgin olarak görmüş olduk. Organizasyon çok mükemmeldi, her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü bu sayede sıcak havaya karşın sorunsuz bir biçimde parkurlar tamamlandı.
Muğla çıkışında gördüğümüz çiçekli ağaçlar dikkatimizi çekti, daha önce böylesini görmemiştim. İnip baktık, kiraz çiçekleriymiş. Birkaç kilometre bahçeler bu çiçeklerle kaplıydı. Yolculuğumuza çiçeklerle başladık dedim kendimce.
Denizli Cankurtaran’da Şahin Tepesi denen yerde mola verdik. Dağlara kadar her yer betonla dolmuş, yeşil kalan bir kısım var, yapılaşma oraya doğru ilerlemekte.
İlk kamp alanı Çal Aşağıseyit mahallesinde Menderes kenarında, çimenlik alandı, ağustos sonunda burada çobanların Sudan Koyun Geçirme etkinliği var. Geçen yıl gelerek izlemiştik. Arkadaşlarımız Ali Yollu, Sadık Baydere sayesinde yaşamımızın en güzel üç gününü geçirdik, inanılmaz güzel yerlerde kamp yaptık, doğanın sesini dinledik. Nasip olursa bu yıl aynı etkinliği tekrar izlemek istiyorum, Youtube’da yaptığım video 1.000.000 dan fazla izlendi.
Kamp alanına geldiğimizde etkinliğin düzenleyicileri Mendosk’tan Ali Yollu ve Sadık Baydere oradaydı, içten bir karşılaşma oldu. Ali beye organizasyon diyeceksin bu konuda başkasını tanımıyorum. Datça’ya geldiklerinde de her şeyi kusursuz bir şekilde planlamış, yaşama geçirmişti.
Çadır kurma konusunda fazla pratik değilim, sağ olsun Ekrem arkadaşım bu konuda bana hep yardımcı. Sadık Baydere arkadaşımız da çadır kurmamızda bizlere yardımcı oldu.
Kamp alanımız çimenlerle kaplı çok güzel bir yer, tek kusuru buraya çok fazla çiğ yağması, sabah kalkınca suyun içinde yürür gibi oluyoruz. Gece çiğ oldukça soğuk yapıyor, çadırların içine kadar işliyor, o anlarda çadırın ve uyku tulumunun kalitesi önemli. Ülkemizin birçok yerinden yürüyüşçüler gruplar halinde gelmişler, neşe içinde çadırlar kuruldu, tanışıldı, sohbet ettik. Tanıdık arkadaşlarla tekrar karşılaşmak çok hoştu, doğada kazanılan dostluklar kalıcı oluyor. Datça’dan Naciye ve Mine arkadaşlarımız da kamp alanına geldiler, çadır kurmalarına yardımcı olduk.
Çadırlarımızı kurduktan sonra minübüslerle Çal ilçesi yakınlarındaki Küp şarap fbrikasını gezdik, yılda 4,5 ton üretim yapan oldukça büyük bir tesis. Bilmeyenler için bu bölgenin en büyük gelir kaynaklarından biri bağcılık, Çalkarası denen üzümleri çok meşhur. Birçok ünlü şarap markası gelip buradan üzüm alıyorlar.
Akşam canlı müzik dinletisi vardı, genç arkadaşlarımız romantik şarkılar çaldı, söyledi. Sağ üstte Menderes Yolu’nu ortaya çıkaranlardan Sadık Baydere görülüyor, emeklerinin ödülü gülen, mutlu insanlar. Bu yollarda yüründükçe, onlar hatırlanacak.
Kamp alanlarında erken kalkılıyor, kalkma saat 06.00 yı geçmiyor ve hemen hazırlıklara başlıyoruz. Malzemeler düzenleniyor çadırlar toplanıyor. Bu organizasyonda arabasıyla gelenlerin dışında otobüslerle gelenler garajdan alınarak buraya getirildi. Yürüyüş boyunca kamp malzemelerimiz kamyona yüklenerek kamp yapacağımız alana gönderildi. Daha bunun gibi pek çok hizmet, etkinliğe katılabilmek için ödediğimiz ücret te 30 TL. Sırt çantalarımızda yürüyüşte lazım olabilecek malzemelerimiz vardı, yine de çantalar ağır oluyor. Tabii benim fotoğrafçılık malzemelerimin ağırlığı da az değil.
Sabah nehirden buharlar yükselirken fotoğraf çekmek güzeldi, hoş bir ışık oluştu. Ekrem arkadaşım erkenden kalkıp sabah koşusu yapmış, çadırından ses gelmeyince meraklanmıştım.
Oradaydım 🙂 Organizasyonda yer alanlardanım. Mutlu ayrılmanıza sevindim …
Teşekkürler Zeki bey, büyük bir organizasyondu birçok kişinin, kuruluşun, emeği, katkıları olduğunu biliyorum, siz dahil emeği geçen herkese çok teşekkürler. Anılarımızda hep hatırlanacak bir zamanı yaşadık.
O güzel anları tekrar yaşattınız, hissettirdiniz. Teşekkürler Muzaffer Hocam. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Ekrem İpek Hocam ile bizleri onurlandırdınız, sevindirdiniz. Bir sonraki yürüyüşümüzde görüşmek üzere Denizli’den Datça’ya Menderes Yolu dolusu selamlar…
Bizler de çok teşekkür ederiz, sizlerin sayesinde bu güzel etkinliklerin içinde olduk, Datça’dan selamlar.