2018 Menderes Yolu Yürüyüşü – Bir Masal Ülkesinin İçinde – İlk Gün

Sonra kuzular kalabalıktan korkarak tepeye doğru hep birden bağırarak koştular, inanılmaz bir manzaraydı. Oldukça susamışlar aslında ama birden insanlarla karşılaşınca geriye doğru kaçtılar, çobanlardan biri tepede onları durdurdu, bizim geçmemizi beklediler. Kuzular bir müddet daha bağırmaya devam etti . Sol atta hiç bir şey olmamış gibi sakince bekleyen çoban arkadaş, bana ilginç geldi. Diğer çoban yukarıda koyunların daha yukarıya çıkmasını engellemekle meşguldü, koyunların arasında bir eşek te vardı. Bu anlar ve diğer birçok güzel anı kameraya aldım, belgesel tadında bir çalışma olacağını düşünüyorum.

Tepeye doğru çıkılırken sakatlanan bir arkadaşı tepede bekleyen Dak arabasıyla götürdüler. Burada patikalardan yürünse de bir yerde arabalar yürüyüşçüleri bekliyor, yolu yaparken bunu özellikle planladıklarını düşünüyorum. Birkaç kez zor durumda olanlar arabayla alındı.

Tepelerdeki düzlüklerde yürürken Dak üyesi arkadaşlarla arkada kalmıştık, beni bu manzarayla buluşturdular. Çal Kısık kanyonu, geçen yıl gezmiştim, yürümek, oturmak için kısımlar yapmışlar, dinlendirici bir yer. O yeri şimdi arkadaşlar sayesinde tepeden görme şansını yakalamış oldum. Birazdan aşağıdaki yola ineceğiz.

Çobanla yine karşılaşıyoruz, köpeğin sesi geliyordu, yanına yaklaştığımızda göremeyince çobana nerede diye sordum, korkmuş uzaklaşmış. Çoban ve koyunlarına bakarken böyle bir yerde en azından bir hafta kalmak ne güzel olur diye düşündüm, uçsuz bucaksız yerler. Versinler koyunları bir hafta karşılıksız bakayım, çoban köpekleri de olsun, gençliğimde yaptığımız işler. Bir hafta haberlere bakmadan, araba gürültüsü duymadan, yalnız başına, ne güzel olurdu. Olmayacak iş değil, kafama yattı.

Kısık Kanyonu’na giden yola indik, bir kısım arkadaşlar Kanyon yoluna girdiler, ben bayağı yorulmuştum kamp yerine doğru yürümeme devam ettim, tabii bu kararımda geçen yıl gördüğüm bir yer olmasının da etkisi oldu. Kamp alanına kadar düz yolda bayağı bir  yürüdük, bu kısım sert zemin olması nedeniyle ayaklarımızı yordu. Yürüyüş boyunca ayva ağaçlarına çokça rastladık, bu yol üzerinde de vardı, çiçek açmış kiraz ağaçları çok güzeldi. Buralarda su da var, tarlada çalışan kişiyle konuştum, yazlık sebzeleri daha yeni dikeceklermiş.

İkinci kamp yerimiz Kumral Mesireliği, Çal Belediyesi bakıyor, ağaçlarla çevrili çok güzel bir yer, geçen yıl da görmüştüm. Çeşmelerden bilek kalınlığında sular akıyor, bir kafe var, sebze meyva satanlar da gelmişti. Kamyondan indirilen kamp malzemelerimi alarak çadır yerimizi seçtim, arkadaşım Kanyon’a uğradığı için daha gelmemişti. O gelinceye kadar çadırımı kendim kurayım, biraz pratik yapayım dedim ama işin yarısında yetişti.

Gözlemeciler  yine vardı, kafeden çayımızı da içtik. Bu kamp yerinde kuş sesleri büyüleyiciydi, tropikal bir ormanda gibiydik. Tabii çadırların yanında bu sesler biraz etkisini yitiriyor, bu yorgunluğun üzerine biraz dinlenelim, şu doğanın müziğini dinleyelim diyen pek yoktu sanırım. İnsanlar bir arada sohbet etmeyi, eğlenmeyi daha çok seviyor gördüğüm kadarıyla. Yüksek sesli konuşmalar ileriki saatlere taşınca biraz rahatsız edici olabiliyor. Çok yorulmuştum, sıcak ta etkili oldu, hemen çadırlarımıza çekildik ama mutlak sessizlik saatine kadar uyumak mümkün olmadı. Saat 22.00 mutlak sessizlik saati, arkadaşlar uyarıyor, o saatten sonra sessizlik hüküm sürüyor.

Gece 1.30 da kalkıp kuşların seslerini dinledim, bülbüller ötücü kanaryalar gibi nağmeler yapıyordu. Arada başka kuş sesleri, bazıları amazon ormanlarındaki gibi çığlık atıyor. İnanılmaz bir atmosfer, kurbağalar arada bir koro halinde müziğe giriyorlar. Çiğ burada da çok yoğundu, hava hemen serinliyor, bir yarım saat kuşların ve kurbağaların müziğini dinledim, ses cihazıyla seslerini almaya çalıştım. Gece çiğ nedeniyle yine soğuk geçti ama ilk kamp yerine göre soğuk daha azdı.

Menderes Yolu Yürüyüşümüzün Diğer Linkleri

İkinci Gün Yürüyüşü – Kumral Mesireliği – Çal Çakırlar Parkuru

 Üçüncü Gün – Çal Çakırlar – Apollon Kutsal Alanı – Bahadınlar Parkuru

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7

4 yorum

    1. Teşekkürler Zeki bey, büyük bir organizasyondu birçok kişinin, kuruluşun, emeği, katkıları olduğunu biliyorum, siz dahil emeği geçen herkese çok teşekkürler. Anılarımızda hep hatırlanacak bir zamanı yaşadık.

  1. O güzel anları tekrar yaşattınız, hissettirdiniz. Teşekkürler Muzaffer Hocam. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Ekrem İpek Hocam ile bizleri onurlandırdınız, sevindirdiniz. Bir sonraki yürüyüşümüzde görüşmek üzere Denizli’den Datça’ya Menderes Yolu dolusu selamlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir