Fotoğraflarla o doğa koşullarını tam olarak veremiyoruz, önümüzdeki çok yüksek bir dağ normal bir tepe gibi görünüyor. Sol altta Kızılbük tarafında güneş ışıkları denizin üstünde parlıyor, sağ altta Kocadağ ile Tulu dağ arasında uzanan uzun bir vadi var.
Bu kısımlarda görülen bitkiler sandal türü makiler.
Buradan Hayıtbükü görülüyor, çok güzel bir manzaraydı.
Manzara değiştikçe durup bir güzel seyrediyoruz, fotoğrafını çekiyoruz. Ekrem arkadaşım tablet bilgisayarla, Serkan telefonuyla fotoğraflar çekiyor.
Her taraf kuş bakışı görünüyor artık, sağ altta yanından geçtiğimiz telle çevrili arazi. Bir zaman sonra dağlarda da gezmek hayal olacak.
Bu kısımda yüksek ve keskin kayaları aşmamız gerekiyor, buralarda sendelemek bile tehlikeli. Serkan’ı ortaokuldan Lise son sınıfa kadar okuttum, her zaman saygılı ve terbiyeli birisi olmuştur. Yürüyüşte de öyle, kendisine bazı uyarılarda bulundum kayalık yerlerde yürürken. Bir bitkiye asla güvenme kalın bir ağaç ta olsa, ağırlığını tek bir yere verme , tutunduğun, bastığın kayaları yokla vs. gibi. Tabii bir ara dengemi kaybedip keskin kayalara çarpan da ben oldum. Bu kayalıklarda kısa bir düşme bile ciddi sakatlıklara seebep olur, kolumda bir kesikle kurtardım.
Ekrem arkadaşımın çektiği fotoğraflar sayesinde benim de fotoğraflarım oluyor.
….muhteşem sözün bittiği yerdeyim…..
Bir suredir sitenizi takip ediyorum. Gezileriniz ve yazilariniz Datca`ya olan sevgimi her gecen gun artiriyor. Emeginize saglik, sevgiler.