Çok güzel bir yer, çıkması kolay olsaydı bir gece kalmak isterdim. Bütün her şeyden arınılarak geçirilecek bir gece. Keşişler derken bunu neye dayandırdığımı açıklayacağım, burası görkemli bir yer.
Adatepe’nin zirvesinden itibaren geldiğimiz yerler görülüyor, bakınca bayağı bir yol gelmişiz diyoruz.
Geçen yıl bu uçta bir keçi duruyordu, güzel bir görüntüydü. Çok sarp yerler, kayalar her an düşecekmiş gibi duruyor.
Tepenin ucunda ilginç bir taş duruyor, biraz sonra yanına giderek inceledim. Üstü insan tarafından oyulmuş gibiydi, sunak taşı falan mı dedim ama yanına gidince normal bir taş mış gibi geldi.
Burada da birkaç yerde derin çukurlar açılmış, duvar gördükleri yeri oymuşlar.
Bir tane sütun parçası vardı.
Evet benim en ilgimi çeken yere geldik, uzaktan bakınca yarım bir duvar gibi görünüyor. Duvar örgüsünde aralarda tuğlalar, keramik parçalar kullanılmış. Bu köşede dikdörtgen bir yapı varmış. Doğu tarafındaki dairesel duvarlara ( apsis ) bakınca burada bir şapel varmış dedim. Hemen yanıbaşında da bir su sarnıcı var.
Sarnıç yapıya bitişik, içi horasan harcı ile sıvalı, üstü tonoz örtülüymüş, belli oluyor, yıkılmış. Sağ alt fotoğrafta yapının dairesel duvarının dışarıdan görünüşü. İşte bu şapel olduğunu düşündüğüm yapı ve yer yer rastladığım yapılara ait duvar kalıntıları burada dini bir yaşam olduğu izlenimini verdi bana. Bizans döneminde Knidos piskoposluk merkeziymiş.