BEDENİMDEKİ KUYU
’ Şiir, benim içimde yüzen bir deniz
siz nereden bileceksiniz ‘’
Hasreti isa
gözlerin
yaralı yüreklerin uzaklaştığı bir kıyı
kıyısında
ellerin musalla taşı
sılana taşınır tabutum
içinde kaç bin yıllık günahların ağırlığı
ağırlığınca ağlarsın
gözyaşların başlatır yağmurları
kandili kırık bir geceydi
bedenimdeki kuyudan su çekiyordu birileri
araf’ta bir bedevi
azat ediyordu seni
ikiye bölünürdü gece
kafka’nın güncesinde
kabus gibi girerdi imgeler
kendi cehennemine
ruhundaki uçurumlardan düşüyorsa bir adam
güneş erken batar orada
orada
bir bektaşi bekler başında
kimliğini çürüttü buruşturduğun ceplerin
saatleri açığa çıkarırdı perdelerin
rüyalarıma dokunmadan öp
jilet kesiği düşlerde sönsün kandilin
pörsüyen yüzümü elbirliğiyle adımlıyor ırgatlar
içimdeki yasaklı bir sevdayı büyütüyor gülüşün
ay gökyüzünü kapatan bir yara
yara yara denizleri varılacak
bahara
yüreğimdeki çivilerle duruyorum ayakta
akşamlara kapalı oda sıcaklığında sesin
ben hâlâ elvedalara el kaldırdığın yerdeyim
yanlış adreslerde kurulan şehirlerle
ayrı sokağa çıkardı kalbim
kaç kez aynı öznenin beyazlığında gecelemişim
çekildi gurbetine geri şaman kadın
artık mahşerde kavuşuruz dedi
zaten ne olduysa ondan sonra koptu kıyamet
gölgeler daha ne kadar taşıyabilir seni gerçeğe
söyle nakkaş usta
‘’ teraziler günahları da tartar mı söyle ‘’
bütün dinler doğuya açarlar ellerini
ben aşkın havarisiydim abdal’dan da önce
dünya bataklıkta çiçek açar
sen saksıda
cudi’ler çöl oluyor koynumda
isa’nın çarmıha kendini astığı söyleniyor
halk arasında
ateşin kökü güneşe mi uzanıyor yoksa
bir deniz devrilir dalgaya
martıların kanatlarında kan lekeleri
köpükleri alır kucağına
arasında bir süryani
kafa tutuyor
meryem ana’ya
her gece yarısı gülüşün dağılır tenimde
iklimler hüküm giyer
bulutları gagalar kuşlar
rahmine zulüm düşer kadınların
sabır tutmaz bir mayadır
asırlardır acının işgalinde yüreğim
dünya nasıl kaldırır onca pisliği
uyandırmaya korktuğumuz bir rüyaydı zaman
doğru tek ise
bir yerde eğilmesini de biliriz
biz her mevsim yaprak döken bir ömrün gölgesiyiz
İSA İNAN