Datça’da, Renkli, Duygulu Geceler Başladı

8. Datça Altın Badem Sinema ve Kültür Festivalinin ilk günü renkli, duygulu, sıcak anlara şahit olduk. Birkaç gündür esen sert karayel ogün daha da hızını artırdı ama sanatçılarla içimiz sıcacık oldu, içten, duygulu anlar yaşadık.

Saat 18.00 de My Marina Select Butik Otelin inanılmaz güzellikteki bahçesinde kokteyl verildi, buradan Otel yöneticilerini ve çalışanlarını kutlarım kusursuz bir organizasyon vardı. Çok sayıda davetli heyacanla sanatçıların gelmesini bekliyordu, yarım saat sonra festivale katılan sinema sanatçıları görünmeye başladı.

Yılmaz Köksal, Nuri Alço, Yusuf Sezgin ilk görünenlerdendi. Romantik bir müzik eşliğinde sıcak bir ortam vardı. Datça’nın tanınmış simaları buradaydı. Kendime hep sormuşumdur, böyle ortamlarda Müzik yapan arkadaşlara bakınca ne hissediyorlar diye, onlar kendilerini müziğe kaptırmışken, sesler, gürültüler, belki de alıştıkları bir durumdur.

Bir masada Datça Kaymakamı Hamdi Üncü ve eşi Serap hanım, Kazım Yılmaz İlkokulu Müdürü Fatma Bahadır sohbet ediyorlardı. İlk gelen sanatçılar havuz kenarında bir masanın etrafındaydılar, Datça Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürü Özlem Caner’in Nuri Alçoy’la fotoğrafını çektim.

Ve beklenen an geldi, festivalin onur konuğu Cüneyt Arkın oğulları Kaan ve Murat ve eşi Betül hanımla merdivenlerde göründüğü anda davetliler ve basın mensupları heyacanlandılar. Bu arada çok sayıda basın mensubu vardı, onların arasından fotoğraf çekmek kolay olmadı. Kameralar ve röportaj yapan televizyonların elemanları doğal olarak ön planı tutmuş oluyorlar. Ben özellikle Cüneyt Arkın’ın mavi gözlerini vurgulamak istiyordum, bir fotoğrafta o gözleri yakalayabilmişim. kendisine gösterilen ilgi onu çok mutlu etmişti.

Televizyonlara mensup arkadaşlarCüneyt Arkın’a  sorular sordular. Özellikle günümüz sanatçılarını, dizileri nasıl buluyorsunuz gibilerden. Cüneyt Arkın genç arkadaşları tecrübeli birisi olarak eleştirirken eşi Betül hanım bakışları ve hareketleriyle eleştiri yapmamasını istiyordu. Cüneyt Arkın “ilk başlarda film ve dizileri izlediğimde bu iyi oyuncu olur dediklerim oldu ama kendilerini geliştirenediler ama neden? Çünkü zamanları yok” derken röportaj yapan arkadaş dizi çekimlerinin uzunluğundan mı kaynaklanıyor diye sordu. ” Cüneyt Arkın Evet ama biraz da kendilerinden kaynaklanıyor. Bizlerden çok fazla kazanıyorlar, bunu haketmek için ben bir şeyler yapmalıyım demeleri gerekiyor. Bir kere kitap okumuyorlar, şiir okumuyorlar, istanbul’un neresinde ne var bilmiyorlar derken Betül hanımın uyarısı geldi, dizilerde bu tempoda çalışan herkes çok iyi dedi.

Röportaj yapan arkadaşın, dizilerde tek düze senoryaların olduğu gerçeğine katılıyormusunuz sorusuna Cüneyt Arkın tabii diyerek “birkaç tane değişik senaryo gördüm ama çoğu tekdüze.” diye cevap verdi.

Biraz sonra Cüneyt Arkın’ın masasına Gani Müjde de geldi. Sıcak bir sohbet vardı, Cüneyt Arkın kendisine Harem dizisini niye bitirdin diye sorunca Gani Müjde her zamanki mizahçı konuşmasıyla “ben bitirmedim kanal bitirdi zaten çok uzayacak türden bir dizi değildi” diye cevap verdi. Gazeteciler de gani Müjde’ye  biraz önce Cüneyt arkın’a sordukları soruyu sordular ” Kendileri burada yok konuşmayayım, tabii ki okuyanı var, okumayanı var ama oyuncuların son dönemde toplumsal reflekslerinin ne kadar güçlü olduğunu gördük bu bile önemli bir olaydır, reyting çok acımasız bir çark” dedi.

Sanatçıların ortak görüşü oto sansürün olduğu, özellikle televizyonlarda,istedikleri gibi konulara değinememek . Geçmiş yıllarda sosyal olaylar eleştirisel olarak filmlere yansırdı, günümüzde bu yok dediler.Cüneyt Arkın ” İşimizi farklı yapmak bile önemli hale geldi . Sinema böyle giderse yeni deneylerin uygulandığı, yenilikçi çalışmaların yapıldığı bir alan olacak. ” derken, Gani Müjde senarist yazsa nerde yayınlanacak Televizyon sahipleri daha özgür olacak, programcı, yapımcı, senarist böyle bir zincir içinde daha özgür, yenilikçi eserler yapılabilir deyince Cüneyt Arkın benim gördüğüm kadar belli bir süreç içersinde daha özgürleşme umudunuzu bilmiyorum ama daha bir özgürlük kısıtlayıcı durumlara gideceksiniz gibi geliyor bana deyince Gani Müjde ben iyimserim diye cevap verdi. Bunların dışında Datça ve festivalle ilgili bir soru sorulmaması dikkatimi çekti, daha çok magazin türü haberler peşindeler.

Basından arkadaşlar  dizilerde oynayan oğlu Murat ile ilgili bir araya geldiğinizde neler konuşuyorsunuz sorusuna Murat Cüreklibatır babasının kendisine güzel taktikler verdiğini bir oyuncu koçunun veremeyeceği taktikleri babasından öğrendiğini belirtti. Onu seyrede seyrede, izleye izleye de biraz karekterlerimize işlemiş dedi.

Bir anda iyi ki doğdun Kaan sesleri arasında pasta geldi, bugün Kaan Cüreklibatur’un doğum günüymüş. Mumları söndürüşünü görüntüleyemedim, etrafı basın tarafından çevrilmişti. Gani Müjde yarın da benim doğum günüm, ben de pasta isterim diyerek herkesi güldürdü.

Daha sonra masaya yeni çekilen Karaoğlan filminin başrol oyuncularından Volkan Keskin katıldı. Volkan Keskin bir daha Cüneyt Arkın gibi birisinin gelmesinin zor olduğunu ama kendisinin çocukluktan bu yana ona benzemek istediğini söyledi. Bahçenin diğer bir köşesinde Pis yedili dizisinin Orço’su Burak Alkaş hayranlarıyla fotoğraf çektiriyordu, ben de kendisiyle bir fotoğraf çektirdim.

Sayfalar: 1 2 3 4 5