UKKSA’nın bu yılki programını elime alır almaz Ağustos ayı sonlarında Knidos Akademi’deki çalıştaya öğretmenlerimin geleceğini görmüştüm, o günden bu yana onlarla görüşeceğim bu günü iple çektim diyebilirm. 30 Ağustos tarihinde öğretmenim Ramiz Aydın’ın Knidos Akademi’de olduğunu haber alınca hemen Yaka Köydeki Knidos Akademiye gittim. Bu çalıştayda çoğu Akademik düzeyde ressamlar vardı, Knidos Akademi’yi merak ettiklerini ve Knidos Akademiyi gördükten sonra böyle bir yerin Türk sanatına bir ışık kaynağı olduğunu belirterek Knidos Akademi kurucusu Nevzat Metin’e teşekkür ettiler. Artık birçok tanınmış sanatçı Knidos Akademi’nin ününü duymuş ve buraya gelip çalışmak istiyor. Datça’da birçok kişinin gelip görmediği hatta adını duymadığı Knidos Akademi bir sanat merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Burada atmosfer çok güzel, sanatçılar memnun ve burası onlara gelecek için bir umut vermiş.
Akademiye heyacanla gittiğimde hocamın geldiğini haber veren Ümit Can arkadaşım oradaydı, başımla işaret ederek nerede dedim, o da başıyla tualin arkasını gösterdi ve yıllar sonra ( 1976 dan bu yana görmedim) İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsünde okurken Resim derslerimize giren Ramiz Aydın’la karşılaşmış oldum. Tabii o beni hemen çıkaramadı, ama arkadaşlarımdan hatırladıkları vardı. Ramiz hocam değişik bir hocaydı, birkaç kez arkadaşlarımla beni arabasıyla sergilere götürdüğü oldu. Ufak bir arabası vardı o zamanlar, sergiler çoğu zaman Beyoğlu tarafında olduğu için gitmek kolay olmuyordu, tabii onunla sergiye gitmenin havası da başka oluyordu, sanatçılar tarafından tanındığı için. Ünlü Yeşilçam Sokağını da ilk kez onunla gezmiştim, o zamanların tanınmış rejisörlerinden Remzi Aydın Jöntürk ağabeyi oluyordu.
Numan Arslan 1969 Gazi Eğitim Enstitüsü Resim – İş bölümü mezunu. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümünde öğretim Görevlisi olarak çalışmasına devam ediyor. Birçok kişisel sergi ve karma sergilere katılmış, özel kolleksiyonlarda eserleri bulunmakta. Tablosuna baktığımda Özgürlük, sonsuzluk, hüzün, terketme gibi etkiler aldım. Sonsuz bir boşlukta süzülen bir martı, huzura bir yolculuk gibi.
Zeki Serbest, Samsun Ladik doğumlu , 1968 Ankara gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş bölümü mezunu, buraya ilk gelişi. Orta öğretim kurumlarında öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olup atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor. Birçok kişisel sergi açıp, karma sergilere katıldı. Eserleri yurt içinde ve dışındaki özel ve resmi kolleksiyonlarda bulunmaktadır. Hocam burası neresi dediğimde bizim oralar işte, Samsun Ladik diye cevap verdi. Var mı orada böyle atlar deyince olmaz mı çocukluğum onların üstünde geçti. Bu görüntüler yaşamımdan kesitler, yaşamadan bir şey olmaz” deyince bu çocukluk ne unutulmaz bir zaman demişim, saniyeler içinde çocukluğum gözlerimin önünden geçerken.
Ressam Vural Yıldırım Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü Neşet Günal atölyesi 1973 mezunu. 1978 yılına kadar orta öğretimde resim öğretmeni olarak çalışmış, 1978 yılında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsüne Öğretim Görevlisi olarak atanıyor. 1999 yılında Marmara Üniversitesi Resim Bölümünde Öğretim Görevlisi olarak çalışırken emekli oldu. Çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürüyor. Yurt içinde ve dışında birçok karma sergiye katılıp, kişisel sergiler açtı. “Sanat tual üzerine iki kırmızı, bir mavi bir sarıyı yanyana getirmek değildir, insana benzemiş, kaşı gözü ne güzel demek de değil, sanat çok başka bir şey” derken onu izledim. yaşamdaki çelişkiler, mücadeleler onun tablolarında var.
Tablosu hakkında bilgi verirken” Cumhuriyet bir kuvvettir, güçtür, özgürlüktür, demokrasidir, eşit yaşama koşullarını sağlayan bir kurumdur. Atalarımız Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde canlarıyla, kanlarıyla cumhuriyeti kurdular. Cumhuriyet’e yapılan saldırılara karşı o kökleriyle dimdik ayakta, hiç bir zaman köklerinin sökülemeyeceğini vurgulamaya çalıştım” dedi.
Hasan Rastgeldi 1945 Urfa doğumlu, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim bölümü 1970 mezunlarından, öğretmen liselerinde resim öğretmeni olarak çalıştıktan sonra Buca eğitim Fakültesi resim bölümüne öğretim görevlisi olarak atanmış. Birçok kişişel sergi açmış, karma sergilere katılmış bir sanatçımız. Anadoluya ait arkeolojik, mitolojik, folklorik değerleri resimlerinde işlemiş. “Anadolu bir uygarlık beşiği, antik kentlerden, birikimlerden, değerlerden yola çıkarak bir senteze varmaya çalıştım” diyor. Resimlerinde gelenekle çağdaş olan karışıp kompozisyon olmuş. Bu tablosunda da antik figürlerden günümüze bir yolculuk görülmekte, “Bir Anadolu, Bin anadolu ” serisinden bir çalışma yapmış. Yarı soyut, bazen gerçekçi resimlerle Anadoluyu anlatmaya çalışmış. “Anadolu Tanrıları, Anadolu Tanrıçaları ” gibi başlıklarda çalışmalar yapmış.
Veli Sapaz, 1942 Çorum doğumlu sanatçı Ankara gazi Eğitim Enstitüsü Resim bölümü mezunu, 45 kişisel sergi açtı, birçok karma sergiye katıldı. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştı.1998 de emekliye ayrılarak çalışmalarını özel atölyesinde sürdürmektedir.
“Benim resimlerim sevda türküleri gibidir,bazen uzun hava, bazen bozlak bezen halay olur. bazen karamsar, bazen rahatlatıcı ama hep umut ışığı olur. Figürler bazen belirleşir bazen leke olur” derken resimlerini özetliyor. Kare şeklindeki tuallere çalışmayı seviyor, figürlerinde kadın figürü çoğunlukta. Özgürlük, barış, dostluk, resimlerinde işlediği temalar.
Fotoğrafta Veli Sapaz ile görülen Gülnur Varol, gazeteci Erdoğan Varol’un eşi, 1969 Gazi Eğitim Enstitüsü Resim – İş bölümü mezunu, bugün buraya sınıf arkadaşlarını görmeye gelmiş. Numan Arslan, Veli Sapaz, Zeki Serbest arkadaşlarıymış
Bahattin Odabaşı, 1947 Sivas doğumlu sanatçı İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsüsünün ilk mezunlarından. 1970 yılında mezun olduktan sonra 7 yıl kadar Anadolunun değişik okullarında resim öğretmenliği yapmış. 1978 li yıllarda İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsüne resim Öğretmeni olarak atanmış, daha sonra Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Öğretim Görevlisi olarak çalışırken 1996 yılında emekli olup, kendi atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor. 42 kişisel sergi ve birçok karma sergiye katılmış. Daha çok soyut peyzaj çalışmalarıyla tanınıyor.
Vural Yıldırım Maltepe Üniversitesi Plastik Sanatlar bölümünde okurken desen derslerimize giriyordu. Çalışmalarındaki işlediği konular her zaman çok ilgimi çekmiştir( renk tonları özellikle) ellerinize sağlık. kolay gelsin.