Bir Gün Kış, Bir Gün Bahar…

Geldiğimizden başka bir yoldan Kumyer’e doğru yürüyoruz, iki kilometrelik bir yol.

Kumyer yoluna çıkıyoruz, birkaç saat önce buradan geçmiştik.

Çok güzel yerler, köy havasını yansıtan evler, sokaklar, yolun devamı Palamutbükü’ne çıkıyor. Topladığımız çağlalar 3,5 kg geldi, bize daha da lazımdı, Şener beyin topladıklarından takviye yaptık. Bu arada çağla almak isteyen olursa Şener Ören hemen gönderebiliyor, Tel: 0 543 898 4242. Bu yıl soğuklardan etkilense de buralarda çağla var, iklim daha yımuşak. Ören Ticaret’ten bal ve harıp pekmezi aldık ve fazla oyalanmadan yolumuza devam ettik.

Yazı köyde her zamanki gibi İlayda Büfe’de karnımızı doyuracağız, burada ev yemekleri de oluyor. Arabamızı park edip büfeye doğru giderken Çoban Hakan’a rastladık, bizi görünce uzaktan gülmeye başlıyor, tabii aynı ifade bizde de var. İnanılmaz birşey diyebilirim, bu bölgelere ne zaman gelsem ona rastlamışımdır, rastlamadığım zamanlar azdır. Nasıl oluyorsa bazen dağlarda, bazen yollarda, bazem Yazı köyde. Böyle sık karşılaşmalar her iki tarafta da hoş duygular oluşturuyor.

Yazı köyde yemeğimizi yerken aynı yerde yemeğini yiyen Ümran Koçyiğit arkadaşla selamlaştım, geçen hafta Yazı köydeki kurslardan bahsederken kendisinden söz etmiştim, ressam arkadaş, çocuklara resim kursu veriyordu. Daha sonra karşıdaki kahvede çay içtik, Ümran hanım çocuklardan söz ederken oldukça heyacanlıydı, bunun ne demek olduğunu biliyorum, bir öğretmenin gözlerinde o ışığı görmek hep güzeldir, sonuçları da iyi olur. Ümran hanım sohbet esnasında  ” Bu yıl amacım çocuklara görmeyi, çevrelerini tanımayı  öğretmek. Yani görmekle bakmak arasındaki farkı anlasınlar. Çalışmalarda çocukların naif yanını öldürmemeye, ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Bugün masal anlattık, kendi hayallerindeki halleriyle doğa ve canlıları resmettiler, mutlu oldular. Plastik anlamda da bir şeyler öğresinler istiyorum. Havalar düzelince sokaklara çıkacağız, o zaman daha heyacanlı olacak. Benim için her çocuğun resmi ayrı bir değerdir, hepsini sergiliyorum. ” derken yarışmaya karşı olduğunu belirtti.

Gerçekten bu masal kitaplarından çıkmış gibi bir yaşamı resmetmek ne güzel olur, nasip olursa o anlarda yanlarında olmak isterim.

Yazıköy’den Bağlarözü’ne doğru gitmeye karar verdik, Çoban Hakan oradayım demişti, kuzuları görüntüleriz demiştim. Yol boyunca çift olarak uçan avcı kuşlarla karşılaştık, teleobjektifim yanımda olmadığı için pek net fotoğraf çekemedim ama bilgi vermek için yazıyorum. Bu sıralar birçok kuş gibi bunlar da yavrulamak üzere, hazırlıklarını yapıyor, bazıları yumurtada ( keklikler ), bu kuşların yuvaları genelde kayalık yerler, rahatsız edildiklerinde yavrulamıyorlar. Gördüklerim, yılan kartalı, doğan gibi kuşlardı.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9