Yeni yapılmış taş yapıların karşısında Mesudiyelilere ait bir ev, tavuklar, zeytin ağaçları, burada bir yaşam var, herşey sıcacık, doğayla iç içe.
Yanından geçtiğimiz villa tipi yapılardan birinin biraz ilerisindeki kayanın tepesindeki yırtıcı kuş heykelleri dikkati çekiveriyor hemen. Gerçeklerini yok ettik, artın bunlarla yetineceğiz. Yine de kayanın üzerinde güzel görünüyordu. Bu dağlık arazilerde kim bilir ne kadar böyle kuş vardı.
Yanından geçtiğimiz taş yapıların kapısındaki yazıdan burasının konaklama tesisi olduğunu anlıyoruz. Hemen yanında toprak damlı, eski bir taş ev. Bu evlerin fotoğraflarını fırsat buldukça sayfalarımda paylaşıyorum ve özelliklerinden söz ediyorum. Bu gibi evlerde hala yaşıyanlar var ama artık çok az. Bir kısmının çatıları kiremit çatıya dönüştürülerek kullanılmaya devam ediliyor.
İlk kez toprak damlı yapıyı Tavas’ın Aydoğdu köyünde görmüştüm, aile dostlarımızla onların köylerine gidip birkaç gün kalmıştım. Karlı bir kış günüydü, ben Denizli Lisesinde okuyordum. Orada toprak damlı evleri görünce ne kadar şaşırdığımı anlatamam, toprak damlı evler sadece doğuda olur sanırdım o zamana kadar. Biz Denizli’de kerpiç bir evde oturuyorduk ve orada geleneksel evler genellikle kerpiçti. Yıllar sonra Datça’daki bu toprak damlı yapıları görünce tabii yine şaşırdım. Taş duvarlar da kırmızı bir topraktan yapılan çamurla örülüyor daha sonra hali vakti yetenler kireç harcı ile içini dışını sıvıyorlar. O devirlerde kireç buralarda kolay bulunan bir malzeme değil. Şu sıralar arkadaşlarımın bazılarının siyah beyaz fotoğrafları çokça paylaştığını görüyorum, ifade olarak daha etkili oluyor diyorlar. Tabii siyah beyaz fotoğraflar bazı konularda daha çarpıcı oluyor, aklıma geldi renklisini çekerken birkaç tane de siyah beyaz fotoğraf çektim.
Eski evin merteği diye türküsü var, mertek evin çatısını tutan direk, odanın ortasındaki ana kirişe destek veriyor. Tek dam dediğimiz evlerde sadece bu odada yaşanırdı, zamanla çocuklar evlendikçe falan yanlarına ilave yapılıyor, yanlarında depo, ahır gibi kısımlar oluyor.
Yan tarafta küçük bir oda var, çatısı görülüyor, ana kirişe dik olarak uzanan kirişlerin üzerine kargı ( kamış ) ile kapatılıp üzerine zakum dalları, deniz yosunları konuyor ve üzeri geren denen yapışkan bir toprakla örtülüyor. Toprak zaman zaman taş silindirlerle sıkıştırılıyor, bu yapıda toprağın bir kısmı duruyordu Odada ocak ve ambar olarak kullanılan bir ahşap dolap var.
Hocam çok çok teşekkürler, Datça sizinle ve Ekrem hocamla bir başka güzel
Muzaffer bey yaptığınız rehberlik ve aktardığınız bilgilerle Datçayı daha çok sevdik. Emeğinize sağlık, teşekkür ederiz…
Muzaffer Bey; yapmış olduğunuz rehberlik ve bilgileri Datça Detay’a sanatçı gözüyle aktarımınız için teşekkürler. Ayrıca, Knidos Akademiye ziyaretimiz sırasında değerli hocam Umur Türker’le karşılaşmak benim için büyük bir sürpriz oldu…. Ekrem Bey’e de çok teşekkürler…Emeklerinize sağlık…
Bu güzel yorumlar için çok teşekkürler arkadaşlar, biz de sizlerle güzel bir gün yaşadık…
Hocam siteniz sayesinde memeketimiz sanki yanımızda. O resimlerinizde gezdiğiniz sokaklar, o evler… İşte onlar benim çocukluğumu gecirdiğim evler sokaklar. Agustos böceği kovaladığım Kekik kokuları için de dolaştığım, sokaklarından kekik balı kokularının yayıldığı sokaklar. işte oralar benim çocukluğum. Kekiğim, Balım, Çamım…