Dere boyunca suların kayalarda oluşturduğu, görüntüleri, renkleri izlemenin zevkini yaşıyoruz. Belirli yerlerde toprak altından akan kaynaklar dereye karışıyor, sağ alt fotoğrafta onlardan biri.
Rengarenk görüntüleri fotoğrafladığımız anlar, çok güzel yerler, tabii suların akmadığı zamanlar kuru, renksiz bir yer olur buralar. Suyun yarattığı güzellikler bu gördüklerimiz.
Yüksek bir yerden inerek yamaçlardan yolumuza devam ettik, dere artık geçit vermez durumdaydı. Oldukça derin bir vadide dar bir alanda akmaktaydı, bitki örtüsü aşılacak gibi değildi. Sağ altta indiğimiz yüksek kaya görülüyor, suların oluşturduğu traventer benzeri bir tabakayla kaplıydı,dibinde derin bir gölet vardı. Buralarda ışık ve renkler çok hoştu.
Yürüyüşümüzün bu kısmında oldukça riskli yerlerden geçtik, çok dik yamaçlardı. 20 -30 cm genişlikte patikaları takip ettik, önümüzden giden domuz da aynı yolu kullanmıştı, başka da yürünecek bir yer yoktu. Karşı taraflar sıkışmış topraktan, ilginç şekiller barındırıyordu. Yürüdüğümüz kısımdan başka yürünecek bir yer yoktu, hatayı affetmeyecek yerler, derin uçurumlar var, kaygan, yumuşak bir zemin, ayağımızın altındaki toprak kayıp gidiyordu.
Domuzçukuru manzarası ve denizin göründüğü anlar. Karşı taraflar, yamaçlar ormanlarla kaplı.
Yılın ilk Pamuklan çiçeğini görüyoruz, bir tek açmış, bundan sonra dağlarda beyaz, pembe renkleriyle görebiliriz.Yamaçlardan tekrar dereye inmemiz gerekti, artık başka yürüyüş alanının kalmadığı bir an.
Saol Muzaffer abi,sayenizde domuzçukuru güzelliklerine yolculuk yaptım..Emeklerinize sağlık…