10 mart pazar günü arkadaşlarımla Murdala koyundan Knidos’a yürüdük. Daha önce Marmaris Zirve Dağcılık kulübünden arkadaşlarla yürüdüğümüz bir parkurdu, bugünküne göre biraz daha uzundu (20 km ). O gün Mersincik – Murdala yol kavşağında arabamızdan inerek Murdala’ya kadar da yürümüştük. Bugünkü yürüyüşte minübüsle Murdala’ya kadar geldik. Arkadaşlar arabadan iner inmez kahvaltı için sahildeki piknik masası etrafında toplandılar.
Ben evden kahvaltımı yaparak çıktığım için bu zamanı çevreyi incelemekle geçirdim. Sahilin batı tarafında bir tepe üzerinde eski taş yapı dikkatimi çekti, oraya doğru gittim.
Murdala yarımadanın uç tarafında Ege denizi tarafında Cennet koylardan, buraya pek gelmek istemiyorum, koydaki yapılaşma beni üzüyor.
Tepeye yaklaşınca antik temel kalıntılarını gördüm.
Sahile oldukça yakın bu tepenin üzerinde antik bir yapı varmış, geriye sadece bu temel taşları kalmış. Bu kıyılardaki koylarda şarap veya zeytinyağı gibi sıvıların depolandığı yerlerle liman ve iskelelere ait kalıntıları görmek mümkün. Yetiştirilen ürünler deniz yoluyla taşınmışlar.
Antik duvarların ortasında taş bir yapı var, ilk bakışta çobanlar tarafından kullanıldığı izlenimini veriyor, kapı girişinde kullanılan antik taşlar buradaki antik yapıya ait olmalı.
Duvarlar yapının önünde de devam ediyorlar, burası kutsal bir alan olabilir, bir tepe üzerinde olması da bunu akla getiriyor. İleride bir taş yapı daha var.
Biraz ileride sahil görünüyor, deniz oldukça sakin, bugün kapalı bir havada yola çıktık ama daha sonra hava açtı, yürüdüğümüz kuytu yerlerde hava çok sıcaktı.
Harika çekimleriniz ve yaptığınız etkinliklerden dolayı sizi bir kez daha kutluyorum Muzaffer Bey.Murdalanın benim için özel bir yeri var.Benim çocukluğum orada geçti babam çobandı yörük Ali.1968 _1975 yılları arasında murdalada keçi güttük . fotoğraftaki evde bizim evimizdi .76 dan beri murdalayı görmemiştim sayenizde çocukluğuma geri döndüm o güzellikleri tekrar yaşadım. Allah sizden razı olsun…
Bu güzel gezilere ben de katılmak isterdim Muzaffer bey – lâkin sol dizimdeki minisküs yırtığı ve kıkırdak ödemi nedeniyle tedavideyim maalesef. Belki eşim katılabilir. Bağlarözü’nün gerisindeki tepelerde Saranda Kalesi diye bir kalenin (Kırklar kalesi) kalıntısı var. Daha aşağıdaki yüksek terasta (Knidos yolunun hemen altında ) yerel halkın Kara Kuleler dediği bir çifte tahkimat vardır. Herhalde Knidos yolunu gözetiyorlardı bu savunma sistemi ile…Bir de Yazıköy çıkışında Belen sapağında yolun altındaki antik “culvert” de ilginçtir. Bunları vaktiyle dialamıştık. Ayrıca Yazıköy çıkışından az sonra hafifçe yükselen dönemeç aşılınca soldaki zeytinliğin içinde takriben 30 m. çapında yuvarlak (tolos) biçimli bir mezar anıtı vardır. Ertekin Hocamız 2012’de burayı kazmıştı. Tam ortadaki kör girişli dromos taklidi kapı enteresandır. Roma devrinde soyulduğu M.S.1. veya 2. yy. kandillerinden anlaşılıyor. Tabii bütün bunları yazmakla malumatfüruş görünmek istemiyorum. Eminim siz de bunları görmüşsünüzdür. Ben sadece sitenize bir kadın sesi eklemek istedim.Başarı dileklerimiz ve sevgilerimizle… Esin Turnalı.