Yürüdüğümüz patika yol bazı yerlerde böyle.
Yükseldikçe manzara daha da güzelleşiyor, Sandal ağaçları çiçeklenmeye başladılar yakında bu dağlarda inanılmaz bir görüntü olur.
Tek sıra halinde yürüyoruz, ben genellikle arkalardan geliyorum.
Bu yürüyüşe 22 arkadaş katıldı, minübüse ancak sığdık, ileride kalabalık artarsa başka arabalar da gerekebilir. Minübüsle gezmemiz bize büyük bir hareket kabiliyeti sağlıyor;minübüs bizi yürüyeceğimiz yere bıraktıktan sonra yürüyüşün bittiği yerden alıyor.
Dağı aştıktan sonra inişte mola veriliyor, geçen yıl biraz ileride badem ağaçlarının arasında mola vermiştik. Bademler ve yerler çiçeklerle kaplıydı, çok güzel fotoğraflar çekmiştik.
Kısa bir moladan sonra çiçeklerin arasından yürümeye devam ediyoruz, hava çok güzel, bu vadiler doğayla baş başa olmak isteyenler için nadide güzellikte yerler.
Dağların arasındaki düzlüklerde badem ağaçları, buralarda her zaman ılık bir iklim vardır.
Yolumuz üzerinde rastladığımız volkanik küller burada katmanlar halinde , yarımadanın bu kısımlarında bu görüntüler birçok yerde var. Geçen yıl Poyraz koya yaptığım yürüyüşte aynı yerlerin fotoğrafını çekmiştim, bugün rotamız tekrar Poyraz koy, Karia işaretlerini takip ediyoruz. Oysa geçen yıl Murdala’dan Knidos’a giderken toprak yolu takip ederek Cumalı sarnıcının olduğu yere çıkmıştık, oradan Değirmenbükü yoluna girmiştik, bayağı uzun ve yorucu bir yoldu, sarnıca ulaşıncaya kadar hep yokuş çıkıyorsunuz.
Harika çekimleriniz ve yaptığınız etkinliklerden dolayı sizi bir kez daha kutluyorum Muzaffer Bey.Murdalanın benim için özel bir yeri var.Benim çocukluğum orada geçti babam çobandı yörük Ali.1968 _1975 yılları arasında murdalada keçi güttük . fotoğraftaki evde bizim evimizdi .76 dan beri murdalayı görmemiştim sayenizde çocukluğuma geri döndüm o güzellikleri tekrar yaşadım. Allah sizden razı olsun…
Bu güzel gezilere ben de katılmak isterdim Muzaffer bey – lâkin sol dizimdeki minisküs yırtığı ve kıkırdak ödemi nedeniyle tedavideyim maalesef. Belki eşim katılabilir. Bağlarözü’nün gerisindeki tepelerde Saranda Kalesi diye bir kalenin (Kırklar kalesi) kalıntısı var. Daha aşağıdaki yüksek terasta (Knidos yolunun hemen altında ) yerel halkın Kara Kuleler dediği bir çifte tahkimat vardır. Herhalde Knidos yolunu gözetiyorlardı bu savunma sistemi ile…Bir de Yazıköy çıkışında Belen sapağında yolun altındaki antik “culvert” de ilginçtir. Bunları vaktiyle dialamıştık. Ayrıca Yazıköy çıkışından az sonra hafifçe yükselen dönemeç aşılınca soldaki zeytinliğin içinde takriben 30 m. çapında yuvarlak (tolos) biçimli bir mezar anıtı vardır. Ertekin Hocamız 2012’de burayı kazmıştı. Tam ortadaki kör girişli dromos taklidi kapı enteresandır. Roma devrinde soyulduğu M.S.1. veya 2. yy. kandillerinden anlaşılıyor. Tabii bütün bunları yazmakla malumatfüruş görünmek istemiyorum. Eminim siz de bunları görmüşsünüzdür. Ben sadece sitenize bir kadın sesi eklemek istedim.Başarı dileklerimiz ve sevgilerimizle… Esin Turnalı.