Sazak evlerini fotoğraflayarak arabamıza doğru gidiyoruz, sırtında çuvalıyla çağla götüren birisi geçiyor yanımızdan.
Yaka köyünde ulu çitlembiğin karşısındaki papatyaları görünce durup fotoğraf çektik, dallama denen papatyalar yol boyunca yamaçları kaplamışlardı.
Biraz ilerideki bahçede çiçek açmış armut ağaçları vardı, değişik yeşil tonların içinde çok güzel görünüyorlardı.
Çeşmeköy kavşağına yaklaşırken, karşıda yel değirmeni görünüyor.
Cumalı köyünün içinden geçerek Yazı köye doğru gittik.
Çağla toplamaktan dönen köylüler, yol kenarındaki kırmızı sardunyalar yeşillerin arasında çok hoştu. Yeşil ve kırmızı zıt renklerdir, birbirlerini tamamlarlar, güzel gösterirler. Sanatta olduğu gibi yaşamda da zıtlıklar yaşamı zenginleştirir.
Çok kilometrelerce uzakta olsam bile, Datça Yarımadasındayım. Kırlarda geziyor, Sındı köyünde Ömer abi ile tekrar çay içiyorum, oğlakları seviyorum, samimi, sakin, dost Yarımadalılarla selamlaşıyorum..Günay pansiyon,Filiz hanımı sayenizde saygı ve sevgiyle tekrar hatırlıyorum. Nisan 18 de tekrar Betçe bölgesine gezmeye, kafa dinlemeye dostlarım ile geleceğim. Sağol Muzaffer abi ,ellerine ,ayaklarına sağlık…Samsun’dan selam ve sevgiler.
Çetin arkadaş ne güzel özetlemişsin güzel Datçamızı, selamlar..