Eylül’de Bir Betçe Günlüğü

eylul-betce-16

Fotoğrafta Stoa ile Küçük Tiyatro arasında yer alan, yeni ortaya çıkarılmış basamaklar görülüyor. Stoa teraslarında da çalışmalar olduğu görülüyordu. Tiyatronun oturma basamakları yeni mermer bloklarla restore edilmeye başlanmış. Çalışmalar durmuştu ama ekim ayında devam edecek aldığım bilgiye göre. Tiyatro restore edildikten sonra Knidos daha bir güzellik kazanacak, burada bazı sanatsal etkinliklerin olacağını düşünmek heyacan verici. Umarım arkasından gelecek yeni restore çalışmalarıyla Knidos’un ihtişamı biraz daha ortaya çıkar. Çağdaş ve Aslı arkadaşlarımız bize katılarak Knidos’u gezmeye başladık, arkadaşlar olmasa büyük ihtimalle bu sıcakta, yakıcı güneşin altında dolaşmaya cesaret edemezdim. O gün eve geldiğimde güneşin etkisini uzun zaman hissettim.

eylul-betce-17

Korint tapınağının, Dor Stoası’nın , güneş saatinin yanından geçtik, Amerikadan gelen iki arkadaş ta bize katıldı, gezdiğimiz yerlerle ilgili bilgi vererek yürüdük. Meclis binasını (Bouleuterion ) arkadaşlara gösterdim

eylul-betce-18

Ve yuvarlak tapınaktayız, Aslı arkadaş taş bloğun üzerinde poz verdi, buraya kesin bir bilgi olmasa da Afrodit tapınağı diyenler de var. Aşağıdaki teraslar, Knidos’un iki limanı buradan görülüyor. Ertkileyici bir manzara var.

eylul-betce-19

Knidos’a geldiğimizde araba park yerinde arabamızı koyacak yeri zor bulduk, her geçen yıl Knidos’un ziyaretçisi artıyor, bunda bizim küçük te olsa bir katkımızın olduğunu düşünüyorum.

eylul-betce-20

Apollon tapınağının yanından, liman caddesini ve kiliseleri geçip kum zambaklarının olduğu yere geliyoruz. Çokça dikkat çekmiyorlar, taşların arasından güzel yüzlerini çıkarmışlar, geçen yıla göre daha azdılar, bazıları daha yeni açacak gibiydi. Havaların sıcak gitmesi onları etkilemiş olur mu bilemiyorum.

eylul-betce-32

Kum zambaklarının önünde fotoğraf çektiriyoruz.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6

3 yorum

  1. Elinize, ayağınıza, yüreğinize sağlık…

    ”datcadetay” ı iki yıldır, hemen her gün okuyor, özenle takip ediyorum. Hasretini çektiğim topraklarımın güncel görüntüleri eşliğinde neşrettiğiniz yazılarınız, biraz olsun özlem giderip yaşama sevincimi tazelemem için bana güç veriyorlar; size ne çok müteşekkirim bilemezsiniz.
    Ancak bu defa tam da yüreğimden yakaladınız beni; ”Anadolu Mozaiği” hakkında ki düşüncelerinizle can evimden vurdunuz sanki; artık sessiz kalamadım…
    Muhterem hocam; sağ olun, var olun; elleriniz dert, ayaklarınız yorgunluk ne bilmesin ve gönlünüz her daim böyle yüce olsun, sağlıcakla kalın…

  2. Yürekten geçen ama yalan dünyanın yalan vazifeleri gereğince bir türlü görüp, tadına varamadığımız yerlere ait bu sunumlarınızı ilgi ve özlem ile takip ediyorum. Ömrünüze sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir