Kaleye Tripon diyorlar, bu isimleri nereden aldıklarını bilmiyorum. Knidos’ta Triopion denilen ayrı bir yerleşimin varlığından çeşitli kaynaklarda söz edilir. Buradaki Apollon tapınağında yılın bir zamanı toplanılarak Apollon şenlikleri yapılırmış. Bazı kaynaklarda bu bölgenin Palamutbükü taraflarında, bazılarında Emecik Sarı liman taraflarında olduğu söylenir ama bununla ilgili bir kanıt henüz yok bildiğim kadarıyla. Sarı Liman tarafında Apollon kutsal alanı da var.Bu kaleye yörede Tripon denmesi bu yerleşimin ismiyle mi ilgili bilmiyorum. Kaleyi gezerken Kocakelle dedikleri salep türü karşımıza çıkıyor, Şener Ören asıl salep budur diyor, bir köşede sarı çiğdemler.
Kumyer İlk Knidos’la başlayarak birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bir yer, Kalede Knidos’tan Bizans dönemine kadar giden kalıntılar var. Tepelere doğru harçla yapılmış duvarlarla karşılaşıyoruz.
Her tarafta manzara inaılmaz güzel.
Kalede gördüğümüz yabani bademlerle ilgili Şener Ören’in söyledikleri ilgimi çekti. Yöredeki bademler bu bademler tarafından döllenerek Datça’daki badem çeşitliliği oluyormuş, değişik bademler böyle ortaya çıkıyor. Datça’da 200 e yakın badem ismi var, bunları ben aşı ile elde ediliyor sanıyordum, geçen yıllarda Sındı Kooperatifi başkanı Ömer Ohan ile konuşmamda bunların kendiliğinden çıkan bademler olduğunu duyunca oldukça şaşırmıştım. Sizin bahçenizde bir badem çıkıyor tadı beğeniliyor ve sizin isminizle anılıyor. Birçok badem türünün ismi böyle, şimdi Şener Ören’den duyduklarım da bilmediğim bir bilgiydi.
Sağ üstte Pabuç ağusu, ve yine Kocakelle dedikleri orkide türü ile karşılaşıyoruz.
Sağ altta Göret dedikleri bitki, Sağ üstte Damkoruğu, o da şifalı bitkiymiş. Ellerdeki siğil gibi şeylere kullanılıyor, siğil otu da denirmiş. Şener Ören kaleyi gezerken makileri kaldıralım buraları temizleyelim, daha güzel olsun ama izin vermiyorlar diye yakınıyor, “Yaka’ daki 600 yıllık camiyi koruma altına aldıramadım, anıt ağaç bir çitlembik var onu da.” Gerçekten bu gibi yerlerde bir temizlik yapılsa daha kolay gezilse ve tarihi eserler daha güzel görünse. Dikenli çalılar, makiler arasında tarihi eserler kaybolmuş vaziyette birçok yerde.
Tepeye doğru çıkarken birkaç yağmur damlası fotoğraf makinamın üstüne düştü, yağmur gelecek diye acele ederken Kumyerli gençlerle karşılaştık, tatilin son gününde geziyorlardı. Sıla Saruhan, Akasya Ayhan, Tuhçe Göltaş, Güniz Oruç, Gül Oruç. Yolumuz üzerinde kendi çıkmış bir badem fidanı ile ilgili bilgi verdi Şener arkadaş. Kuşların getirdiği bademlerle çıkan bir badem fidanı, bunlara Çakıldak deniyor yörede , birgün büyüyecek kocaman ağaç olacak diyor rehber arkadaşımız. Kalede kazılan yerler gördük arkadaşımız bunlar daha önce yoktu yeni kazılmış dedi, her zaman karşılaştığımız görüntüler.
O yörenin adi bildigim kadariyla Puslular degil, Pussular.
Teşekkürler Mehmet arkadaş Pustular olacak…
Hocam ,coook güzel fotoraflar elinize yüreginize saglik, bizde sizin sayenizde bu masalari görme sansini yasiyoruz bu soguk HamburgdaGurbeteTesekkürler
Fotoğrafların hepsi birbirinden güzel. Ne mutlu size ki bu güzellikleri yaşayabiliyorsunuz. Güzel yazınız ve resimlere çok teşekkürler. Okurken bir nebze olsun kendimizi oralarda hissedebildik.