Yenmeyen, zehirli otlara ağu diyorlar, fotoğraftaki ısırgan otunun yanındaki de yabani ısırgan otuymuş, aynı türden bir bitki dalaması olmuyor, sağ üstte görülen Peygamber çiçeği oldukça şifalıymış.
Bu geniş yapraklı bitkiye Kına ağusu diyorlar, kına yaparken kullanılıyormuş. Kına sürüldükten sonra bunun yapraklarıyla sarılıyor.
Yenmeyen bitkilere ağu diyorlar demiştim, yukarıda sağda çiçek açan ağu görülüyor.
Mor çiçekli Ballıbaba türü çiçeği emince tatlı bir tat geliyormuş, Şener bey bize de denetti, biz bir tat gelmedi deyince daha zamanı değil herhalde dedi.
Sarı çiçekler Karahindiba, kökünden dolayı bu adı almış. Sağ altta yapışkan ot dedikleri ot da şifalıymış. Şener Ören yenen , şifalı hangi bitki olursa olsun çiçekteyken toplayacaksın diyor.
Eşki kulak (ekşi kulak) ta faydalı bitkilerden, küçük soğanları oluyor, bahçede temizleyeceğim diye bayağı uğraşmıştım. Domuzlar bunun soğanlarına bayılır diyor Şener Ören, soğanları tatlı olurmuş. Dip kısımlarını da emer gibi yaparak nasıl yapılacağını bize gösterdi. Bu arada Kumyer kalesine doğru yürümemize devam ediyoruz, bu bitkiler yolumuz üzerinde karşımıza çıkanlar.
Solda yaban maydonuzu, yeniyor mu diye soruyoruz hemen, yenmiyormuş, sağ altta görülen Çiriş’in kökü mide rahatsızlıklarına birebir diyor Mehmet bey, sağüstte görülen Sarıot, ilk kez geçen yıl yemiştim çok lezzetliydi. Palamutbükü’nde kadınlardan almıştım, haşladıktan sonra suyu sıkılıyor, yumurta kırılarak tavada pişiriliyor, sarı bir suyu var ondan bu adı almış, bu familyalar afrodiziak etki gösteriyormuş.
O yörenin adi bildigim kadariyla Puslular degil, Pussular.
Teşekkürler Mehmet arkadaş Pustular olacak…
Hocam ,coook güzel fotoraflar elinize yüreginize saglik, bizde sizin sayenizde bu masalari görme sansini yasiyoruz bu soguk HamburgdaGurbeteTesekkürler
Fotoğrafların hepsi birbirinden güzel. Ne mutlu size ki bu güzellikleri yaşayabiliyorsunuz. Güzel yazınız ve resimlere çok teşekkürler. Okurken bir nebze olsun kendimizi oralarda hissedebildik.