19 mart tarihinde Ekrem İpek arkadaşımla Emecik dağlarında yürüdük. Emecik dağına daha önce birkaç kez çıktım, oradan Datça yarımadasının görünüşü çok güzeldi, ama her çıkışımda istediğim havayı bulamadım, hava hep pusluydu. Rüzgarın kuzeyden hafif eseceğini öğrendikten sonra bu yürüyüşe karar verdim, istediğim fotoğrafı çekebilecektim belki de. Arkadaşımla diğer zamanlara göre biraz daha erken yola çıktık, sıcak bastırınca buharlaşma oluyor, sis artıyor. Bu yürüyüşü yapmamızın diğer bir amacı Emecik dağının arka taraflarındaki ayak basılmamış doğada bir keşif yapmaktı. Ve öyle de oldu şimdiye dek ayak basmadığım bir doğada yürüdük, ilginç izler gördük, zorlu ve ürkütücü bir keşif gezisi oldu.
Yürüyüş için Belediyenin çöp arıtma tesislerinin yanına kadar arabamızla geldik, buradan dağa tırmanmaya başladık. Bu tırmanışta yürüyüş gruplarının kullandığı yoldan başka bir parkuru denedik. Amacımız Emecik dağının zirvesine çıkmak değildi, arka taraflardaki tepe ve vadileri incelemek istiyordum. Maalesef yarımadanın fotoğrafını çekeceğim kısmı yine pusluydu, saatler ilerledikçe bu artar. Hava oldukça sıcak olacak gibiydi, sabahtan daha ısınmaya başlamıştı.
Bundan sonraki yürüyüşlerde bizi en zorlayacak etken hava sıcaklığı olacak, doğal olarak su tüketimi de oldukça artacak ve çantalarımız ağırlaşacak. Bu dağlarda en az iki litre suyunuz olmalı, çoğu dağda yazları su bulamazsınız, ve suyu dikkatli kullanmak gerekir. Uzun yıllardır doğada gezdiğim için susuzluğa dayanırım ama sağlık açısından tehlikeli, çok su kaybediyor vücut. Emecik dağı Datça dağları içinde en kolay tırmanılan dağlardan, patika yollar var, belirli bir eğimle zirveye doğru yürüyorsunuz. Bugün fotoğraf çekmek için acele ettiğimden olsa gerek ilk başlarda kendimi biraz zorladım, dağlara hemen tırmanıyorsanız vücut ısınmalı, tempoyu iyi ayarlamak gerekiyor. Yürüyüşün başlarında daha sıcak etkili olmaya başladı, oldukça terledik.
Ve o müthiş manzara yavaş yavaş kendini belli etmeye başladı, uçan bir kartalı üzerine yerleştirilmiş bir kamerayla çekiyormuşsunuz gibi, kanatlar açılıp kapanıyor.
Yürüyüşümüz boyunca bütün dağlar papatyalarla kaplıydı, değişik birkaç çiçek te vardı. Orkidelere sıkça rastladık.
Bu cins orkideler yaygındı, gezi boyunca sık sık karşımıza çıktı, pamuklanlar da çok güzel görünüyorlardı.
Güney tarafımızda Özil (Karaincir), güneş nedeniyle o taraflardan pek fotoğraf çekmedim.
Değişik renk ve biçimde çiçekler yolumuz üzerindeydi, çok güzel bir doğada yürüyorduk.
sizi kıskanmamak elde değil,gene çok güzel bir doğada yürümüşsünüz…paylaştığınız için teşekkürler:)