Bu mağara oldukça büyük, çok fazla yüksek değil ama geniş. Eni 13 adım, derinlik 8 adım, burası da keçi sürülerine sığınak olmuş, yerler katman halinde hayvan güberesiyle kaplı.
Bir yerde hafif bir su sızıntısı vardı, onun dışında kuru, korunaklı bir mağara.
Karşıda görünen burun’a Duduşluk burnu deniyor, ondan sonra İnceburun var, geçen yıl yürümüştük.
Mağaraya gelen yol üzerinde keçiler için yapılmış kapılar var, doğal ahır buraları, bir kapı ve biraz çit yapmak yeterli.
İnce bir kara parçasının ayırdığı yan yana iki koy, Yurmakaya deniyor yörede. Bu kıyıların birçoğunda olduğu gibi sahiller atıklarla dolu, kuzey rüzgararı birçok yerleşimden gelen atıkları buralara taşıyor.
Bulutların arasından sızan güneş ışığı sularda hoş yansımalar yapıyor.
çok begendım sayfanızı ellerinize sağlık.Yazınızda bir cümle şöyle bir insanın doğaya faydasını anlamadım diyorsunuz haklısınız tabiki.İnsanın yaratılış gayesi yaratanına kul olmak görevi verilmiştir.selam ve muhabbetle kalınız.