Tarihi kalıntılara doğru çıkarken ovadaki manzara, çitlerle çevrili tarla nedeniyle kalıntılara biraz ileriden çıkmamız gerekiyor.
Birçok kez gezdiğim, fotoğrafını çektiğim tarihi kalıntıları tekrar geziyoruz.
Ben buradaki kalıntıları silo benzeri birşey olarak gördüm şimdiye kadar, burada da kaba bir işçilik var, horasan harcı dediğimiz antik çimentoyla örülmüş duvarlar. Bu harcın özelliği geçen yıllarla birlikte örülen taşlarla bütünleşmesi, daha da sağlam bir hale gelmesi. Günümüz çimentosuyla ördüğünüz bir duvar en küçük bir harekette hemen çatlar, horasan harcı bu sağlamlılılığına karşın esnektir.
Harcın taşlarla bütünleşmesi burada daha iyi görülüyor, ne harcı, ne taşları oradan sökebilirsiniz ve yüzyıllar geçtiği halde onlarla örülen yapılar bütün olumsuzluklara karşın sapasağlam durabiliyor. Horasan harcı hava şartlarından fazla etkilenmiyor.
Birbirine bağlı tonozlu bölümler, karşıda küçük bir pencere görülen bölümün arkasında daha küçük tonozlu bir kısım var, buralarda gemilere yüklenmek için tahıl benzeri ürünler depolanıyordu sanırım. Birbirine bağlı bölümlere girmek için duvarlar kırılarak kapılar açılmış, Bu yapıları zamanında çobanlar kullanmış, tabii defineciler de az uğramamışlardır, bu kırılan duvarlar belki de onların eseri. Yapıların duvarları, tavanları horasan harcıyla sıvanmış, su geçirmez br harç bu. Bazı yerlerde içeride ateş yakılmış, horasan harcı en çok bundan etkileniyor.
Sağ taraftaki yan yana duran iki bölümde fotoğrafta görüldüğü gibi taşlarla örülmüş zeminden yüksekçe bir bölüm var, bu görüntü kafamı karıştırdı, burasını ürünlerin depolandığı bir yer olarak görüyordum ama bilen bir kişiden bilgi almadıkça yorumda bulunmayacağım.
çok begendım sayfanızı ellerinize sağlık.Yazınızda bir cümle şöyle bir insanın doğaya faydasını anlamadım diyorsunuz haklısınız tabiki.İnsanın yaratılış gayesi yaratanına kul olmak görevi verilmiştir.selam ve muhabbetle kalınız.