Baharı gözlerde ve yüreklerde yaşamak…

cicek-bahari-17

Yolculuğumuz bahçelerin arasından sürerken hiç bitmesin der gibiydi duygularım, doğada dostça yürüyen iki kişi ve bir köpek, beden dilleri pozitif bir enerji yayıyor, badem çiçekleri, yeşil çimenler, yer yer papatyalar.

cicek-bahari-18

Ümit arkadaşın evine yaklaşırken köpek havlamaları duyuluyor, iki köpeği var, bizimle gelen köpeğe havlıyorlar. Rahatça içeriye giriyoruz, bizi biraz kokladıktan sonra Ümit arkadaşın peşine takıldılar. Evin içinde kedilerle birlikte yaşıyorlar, kedi – köpek gibi diye bir tabir vardır bunlar tersi durumda. Eve yaklaşırken badem çiçekleri ve sarı çiçekler hoş bir görüntü sunuyordu.

cicek-bahari-19

Ümit arkadaş sanatçı olarak ülkemizin birçok yerine gittiğini ama buradaki insan yapısını göremediğini, buraya bilinçli bir seçimle geldiğini söyledi. İnsanın demokrat, barışçıl olduğu yerler buralar diyor. Geldiğinde taş bir yapı yapmak yerine toprağa kondurduğu bir konteynerde yaşamak istemiş. Birçok eşyası dışarıda, üstüne basitçe bir tente yapmış.

cicek-bahari-20

Köpekler, kediler, misafirlerine hoş geldin yarışında, kedinin bir tanesi arkadaşımın kucağına atladı hemen, bir ara bana da geldi, tırnağı battı, canım acıdı.

cicek-bahari-21

Ümit Bakış ile sohbetimiz yer, yer devam etti. ” Sanatçı olduğum için buraya geldikten sonra bir sorumluluk duydum, burada olduğu gibi gittiğim her yerde kültürel ve sanatsal etkinlikleri başlatmaya çalıştım. Bunu birilerinden teşekkür almak veya beğenilmek için yapmadım”

Betçe Sanat merkezinde çalışmalar son hızla sürüyor, bu yıl tiyatroya erkekler de katılıyor, tiyatro, müzik, resim çalışmaları sürmekte. Ümit arkadaş bu çalışmalarda Yazıköy Muhtarı Salih Bora’nın çokça katkıları olduğunu, heykeltraş Korkut Sönmez’le tanışmasının da bu projenin yaşama geçirilmesinde büyük rolü olduğunu belirtti. Betçe Sanat Merkezi olarak, ikinci yıla girmelerine rahmen  çalışmalarını tam olarak koordineli yürütemediklerini bu yıl bunu gerçekleştirmeye çalışacaklarını söyledi.

Betçe Sanat Merkezi olarak geçen yıl yaşama geçirilen Betçe Şenliğinin ikincisini bu yıl da başarmak istiyorlar, Ümit arkadaşın en büyük hayali Knidos tiyatrosunun restore edilmesinden sonra orada bir tiyatrolar festivali gerçekleştirebilmek. ” Müzik dinleti günleri, halk oyunları günleri, heykel resim günleri gibi etkinliklerle bu faaliyetleri bir yaz sezonuna yaymak, bu Betçe bölgesini klasik turizm sektöründen çıkarıp sanat ve kültür, doğa turizmine oturtabilmek. Çünkü bu bölge bana göre Türkiye’nin elinde kalmış, bacanın girmediği son ve tek bölge. Bunu isteseniz başaramazsınız kendiliğinden olan bir şey, bu bölgenin insan yapısı yıllardır bu bölgenin içinde yoğrulduğu için, deniz ve su kültürünün içinde yoğrulduğu için ve büyük bir medeniyetin içinde yoğrulduğu için onlar bunu başarabilirler diye düşünüyorum. Ben burada ölmek istiyorum, yaşamımda burada bir güzel sanatlar lisesi veya Muğla Üniversitesinin görsel sanatlarla ilgili bir bölümü açılabilirse büyük mutluluk duyacağım.”

cicek-bahari-22

Ümit arkadaştan ayrılıp geldiğimizden başka bir yoldan döndük, belki değişik şeyler görürüz diye. Biraz gidince yolumuz üstünde yıkık bir ev kalıntısı vardı, ot toplayan Refik Karatosun ile karşılaştık. Turpotu topluyordu, kendi yapıyormuş, bunu nasıl yapıyorsun diye sordum haşlıyorum dedi. Öyle deyince bizim yaptığımız salata aklıma geldi, salata mı dedim, hayır diye cevap verdi, zeytinyağı, limon falan diye anlattı ama benzer olabilir.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6

Bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir