Heykel atölyesinde çalışan üç kişi vardı, toz duman, ellerindeki elektrikli aletlerle ( keski gibi ) çalışıyorlardı. Bu heykeltraşları gördükçe antik dönemdeki heykel sanatçıları aklıma gelir hep. Geçenlerde Afrodisias’ı gezerken de düşündüm; mermeri bu kadar ince ve pürüzsüz kesmek, incecik parçaları işlemek o günün koşullarında nasıl oldu diye.
Akdeniz Üniversitesi’nden öğretim görevlisi arkadaşlar bir konu üzerinde birlikte çalışıyorlardı.
Diğer tarafta İran’dan gelen Azeri ressam Hasan Hüsenoğlu resim için hazırlıklarını yapıyordu, Orhun Yalçınkaya kendisine yardımcı oluyordu.
Sergi salonunda bir sergi vardı, onu gezdim, Orhun arkadaşla fotoğraflar çektik.
Knidos Akademi’nin emektarı Fevzi arkadaş yine oradaydı, bir müddet önce ayağı kırılmıştı, yakında koltuk değneklerinden kurtulacağını söyledi, tekrar geçmiş olsun.
Knidos Akademi’den çıkarken karşıdan gelenler vardı, yolun kenarındaki begonvillerle bir fotoğraf çektim. Selda hanım ve annesi bize doğru geldiler.