11 kasım pazar günü arkadaşım Sedat Kaya ile yarımadanın Betçe tarafına dorğru yola çıktık. Bir kaç gündür Datça’da kuzeyden sert rüzgarlar esmekteydi, böyle zamanlarda ben gezeceksem çoğu zaman bu taraflara gelirim. Buralarda iklim daha yumuşak, rüzgardan etkilenmeyen bir çok yer var.
Sındı köyüne bağlı Zeytincik’i geçtikten sonraki virajda durduk, karşı tepelerde iki tane yel değirmeni görünüyordu. Daha önce yine Sedat arkadaşımla bu yamacı tırmanarak değirmenlerden bir tanesini fotoğraflamıştım. O zaman ikinci değirmeni görememiştim ama oralarda bir yerde olduğunu biliyordum, bu kez yoldan bakar bakmaz ikisini de gördüm. Aralarında az bir mesafe vardı. O gelişimde sağ üstteki kayayı ve üzerindeki antik yazıyı da fotoğraflamıştım. Çok güzel bir yürüyüş havası vardı, değirmenlerin bulunduğu tepeye doğru tırmanmaya başladık.
Fazla uzun sürmeyen bir yürüyüşten sonra değirmenlerin olduğu yerdeydik, Akın Pilavcı bu değirmenlerden zaman zaman bana bahsetmişti, fotoğraftaki Sındılı Bekir Ustanın değirmeni kendi yapmış, Bekir Usta burada dört tane de kelebek değirmeni dediğimiz yatay eksen üzerinde dönen değirmenlerden yapmış. Yazıköy Çalıca tepesindeki kelebek değirmeni bu değirmenlerden birisinin malzemeleriyle yapılmış diye Akın Pilavcı sözünü etmişti. Akın Pilavcı yöreyi iyi tanıyan araştırmacılardan, bu yörenin insanı.
Değirmenin içinde bir şey kalmamış, plan diğer yel değirmenleri ile aynı. Merdivenler aynı şekilde yukarı kata çıkıyor. Kapı güneybatı yönünde, yine bu yöne bakan pencerenin karşısında da bir pencere bulunuyor. Değirmen diğer gördüğüm değirmenlerin bir çoğuna göre biraz dar gibi.
Yukarıdaki ahşap kısım rüzgara göre hareket ediyor, böylece değirmen her türlü esen rüzgarda çalışmış oluyor.
Son yıllarda bir çok konuda kitaplar çıkarılıyor, bunların bazıları çok iyi araştırılmış, uzun yıllara dayalı bir emeğin ürünü. Bazen de ilk ben çıkarayım mantığı ile oluyor. Datça\’mızda Kendi kaderine bırakılmış bu değirmenlerin belgelenmesi, artık bir çoğu aramızda olmayan değirmencilerin, ustaların kayda geçirilmesi çok güzel bir olay. Komşu adalarda bunlar çok değerli yapılar, hatta mail atan bir izleyicim gidip görmüş, konaklama tesisi olarak kullanılan bu yapılarda kalmak için daha fazla ücret ödemek gerekiyormuş.
Biraz yürüdükten sonra karşımıza diğer yel değirmeni çıktı, Sarı\’nın değirmeni diye biliniyor. Bu değirmen daha harap vaziyette, işçiliği de diğer değirmene göre daha kötü. Bu değirmenin hemen yanında Akın Pilavcı\’nın sözünü ettiği Bekir usta yapımı kelebek (yörede kölebek de deniyor ) değirmenlerinden birine ait kalıntıyı gördük. Web sayfamda Yazı Köyü kelebek değirmenini anlatırken kelebek değirmenlerinin çalışması ile de ayrıntılı bilgi vermiştim. Bunlar diğer değirmenlere göre çok daha kalın duvarlı ve harç kullanılmadan yapılıyorlar. Bir çok tepede taş yığını şeklinde bu değirmenlere ait kalıntıları görmek mümkün. Sedat arkadaşımın da belirttiği gibi büyük ihtimalle taşları alınarak başka yerlerde kullanıldı.