dağlardaki mutluluk

Mutluluğun Resmi

Emecik dağına doğru bütün yamaçlar sık bir şekilde  sandal, defne ağaçları ile kaplı, sol tarafta dağa doğru giden dar bir yol vardı, meraklandık, geçen geldiğimizde yoktu. Orman şefimiz Uğur Orhun’u arayarak bu yollar ile ilgili bilgi aldım, yol Defne üretimi için açılmış, bu toplama işi ağaçlara zarar vermeden yapılıyor, defneler için faydalıymış.  Datça doğası ile ilgili her konuda orman şefliğimiz duyarlı, her zaman iletişimde bulunabilirsiniz. Orman yolarının yangına anında müdahale etmek açısından öneminden bahsedildi. Datça birçok kez yangınlara sahne olmuş bir yer, rüzgarlı bir yer olması, bitki örtüsünün sıklığı, geçit vermemesi yangın anında müdahaleleri zorlaştırıyor. Bunlardan bazılarına tanık olmuş biri olarak dağlık yarımada’da yangınlara müdahalenin ne denli zor olduğunu biliyorum.

Bu yıl Datça Orman Şefliğinin ağaçlandırma çalışmaları devam etti, özellikle Kızlan arazilerindeki harıp ve lavanta dikimleri bizleri sevindirdi. Arıcılık açısından da önemli bitkiler, Uğur bey bu yolların yangına karşı önemli olduğunu, insanların bu güzellikleri görmesini de hedeflediklerini söyledi. Bu makilik alanlarda çok sayıda gördüğümüz delice zeytin ağaçları orman şefliği tarafından aşılanıyor, 1000 kadar ağacı aşılamışlar, bu ağaçlardaki zeytinlerden insanlarımızın yararlanmasını istiyoruz diyorlar.

Tabii  bu gibi yerlerde yol deyince tüylerimiz ürperiveriyor hemen, doğanın kalbine saplanmış bir bıçak gibi geliyor. Gelişmiş ülkelerde de bu gibi çalışmalar yapılıyor, bizde yol deyince akıllara  güzelliklere ulaşmak, onu seyretmek, havasını koklamak gelmiyor. Yangın açısından çok hassas yerler. Bir diğer yandan yaban yaşamının en canlı olduğu alanlar, onlara bir zarar gelmemesi en büyük isteğimiz, korkumuz ondan. Çok dar bir alana sıkıştılar, bu alan da gittikçe daralıyor. Karşı karşıya kalındığı anda ilk yapılan onların yok edilmesi oluyor.

emecik yaban doğası

Genişçe açılan yolun sonuna kadar gittik, geçen gelişimizde kıyıdan görebildiğimiz yerlere çok yaklaşmıştık, fotoğraflarda bitki örtüsünün sıklığını görüyorsunuz. Bu doğayı koruyan, besleyen bir örtü gibi yamaçlar, vadiler onlarla kaplı. Son yıllarda göüyoruz dağların yamaçları tıraşlanarak badem, zeytin ekimi yapılıyor. Bu bitkilerle toprağı tutamazsınız, doğanın bu şekilde olması raslantı mı?

Sağ altta uçurum kenarından çektiğim fotoğrafta aşağıdaki koy görünüyor, geçen gelişimizde oraya inmiştik, bu kez de amacımız sahile inmekti ama mümkün olmadı.

Oraya inen tek bir patika vardı, geçen bulmuştuk, bu kez aramamıza rahmen bulamadık, açılan yol patikaya giriş kısmını kaybetmişti. Ekrem arkadaşımla olsaydık kıyıya inerdik ama yanımızda bulunan Tuğba arkadaşımıza fazla eziyet etmek istemedik, sonuçta böyle bir doğada ilk yürüyüşü. Çok sık bir bitki örtüsü var, bir ara arkadaşlarımdan ayrılarak yolu buldum ama kıyıya yakın kısımları kapanmıştı. O sırada Ekrem arkadaşım da dağlara doğru giden yolda bir keşif yürüyüşü yaptı, yol devam ediyormuş geri döndü. Birbirimizden fazla ayrılmamamız gerekiyor. Sol taraftaki fotoğraftaki burnun arka tarafı Bağla koyu, o burnu geçmek çok istediğim bir şey ama Bağla tarafınaki kayalardan geçmek çok zor. Eski zamanlarda çok dar, tehlikeli bir geçit varmış, köpek öldüren derlermiş.

Yolun bu kısmında yemek molası verdik, serin bir rüzgar esmeye başladığında dönüş için yola koyulduk.

emecik dağı doğası

Yamaçlar rengarenkti, yeşilin tonları arasında kırmızı renkli bölgeler de vardı. Dağların tepelerini aşarak gelen güneyli bir rüzgar bir müddet bizimleydi, gökyüzü bulutlanmıştı, biraz hızlandık. Bu bölgeler her zaman yağış alabilir.

Aynı yoldan yürümenin bir faydası gelirken göremediğiniz bazı şeyleri farketmek, fotoğraf açısından da ışık daha uygun olabiliyor.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir