Sağ tarafta dağlardan akan suların kayalarda açtığı oyuk görülüyor, yağmur mevsiminde çok güzel görünüyordur.
Bir ara arkadaşım çiçek açmış bir pamuklan gösterdi, tek bir çiçek, bunlar martta açar.
Geldiğimiz tepeden önümüzdeki kıyılar olduğu gibi görünüyordu. Çok güzel bir manzaraydı. ilerlerde daha önce gittiğim Karaali bük, günlük bükü ve Dil burnu görünüyordu. Buradan devam etmek artık zor, iki çıkış noktası var, ya yangın kulesinin olduğu tepeye çıkacaksın ya da Hurmalıbük’ten yola, ki çok uzun bir zaman alır, kamplı bir yürüyüş olabilir.
Buraya kadar yürüyüşümüz 3,5 saat kadar sürdü, Tepede yalnız başına duran bir çam ağacı vardı, onun altında mola verdik, yarım saat mola verdik, meyvalarımızı yedik. 13.30 da dönüşe geçtik.
Gelirken kıyıyı takip etmiştik, bu yolumuzu hem uzattı hem de zorlaştırdı. Dönüşte dağlardan eşek yolunu takip ettik, bu yolumuzu kısalttı.
Gelişimize göre daha kısa bir zamanda Bozan burnunun olduğu yerdeki koya geldik, burada koya inip tekrar dağa tırmanmak gerekiyor.
İlk gördüğümüz koya yaklaşırken tepelerde fotoğraflar çektik.