Bundan sonra bu gibi taşların arasından yürüyüş devam ediyor, Karia yolu işaretlerini atlamadığımızı belirteyim.
Bu kısımda yardımlaşma gerekecek, yüksekçe bir kayadan inmek gerekiyor.
Arkadaşım atlıyor, ben yardımlaşarak iniyorum, atlamak tehlikeli, sakatlanabiliriz. Biraz gidince bir kayanın dibine sığınmış oğlaklarla karşılaşıyoruz, öyle savunmasızlar ki.
Bütün bu kısımlar heyalan bölgesi, geçtiğimiz yerlerde her an düşecekmiş gibi duran büyük kayalar vardı, yağmurlarla aşağıya düşüyorlar. Oğlaklar önümüzden hızla gidiyorlar.
Ve bağlarözü koyundayız, denize yakın bir masafede dökülmüş inşaat artıkları bizi üzdü, Datçamızın en büyük sorunlarından biri. Bir çevre felaketi yaşanıyor, artık bu görüntülere çok sık rastlıyoruz. 4 Saatlik bir yürüyüşün ardında Bağlarözü’ne gelmiş olduk.
Bağlarözü koyuna gelinen toprak yoldan yukarıya doğru yürüyoruz, yukarılara çıktıkça koyun manzarası daha güzel görünüyor. Bu yollar beni sıkıyor, dağlarda yürümek daha az yorucu geliyor ama bu yürüyüşte Karia Yolu diye isimlendirilen yolu takip etmemiz gerekiyor. Normal şartlarda çok mecbur kalmadıktan sonra böyle düz yollarda yürümem.