Dağların arasından, ormanların içinden geçen bir parkur.
Köyde görüldüğü kadarıyla Harıp ağacı çokmuş, bir çoğu kesildiği halde sayıları diğer yerlere göre çok.
İnerken bir evin önünde bayramlaşanlarla tanıştık, Mehmet Çümen’in bu güzel manzaraya bakan köşesi.
Yolda karşılaştığımız Fatma Çapan’ın bayramını kutladık. Arabaya geldiğimde arkadaşlar acıktık, serin, sade bir yer nerde var deyince tekrar Derinbahçe’ye geldik.
Evin kızı Derin ocakta yufka yapmaya çalışıyordu, gelecekte babasına yardım edeceği anlaşılıyor.
Çardaklardan birinde yerimizi aldık, yemeğimizi yerken de güzel bir sohbet oldu, burada insanı rahatlatan, huzur veren bir atmosfer var. Sıcağın ardından serin bir ortam iyi geldi. Gözlemeler, ayran ve menemenler soframıza geldi, buranın yerli biberleri de çok özel, özellikle acı olanları. Mustafa reçelleri de kendi yapıyor, dağ çileği reçeli müşterilerin ilgisini çekenlerden.
Ayrılmadan önce ocağın başında çalışan Cahide ve Sezen hanımın fotoğraflarını çekiyorum, Sezen arkadaş yufkayı açarken o estetik hareketleri yakalamaya çalıştım.