Datça Altın Badem Sinema ve Kültür Festivali Belgin Doruk Gecesi

altin-badem-ikinci-gece-7

Ödüllerle toplu fotoğraf çekildi.

altin-badem-ikinci-gece-8

Yakın zamanlarda kaybettiğimiz sanatçıları bir kez daha andık, ekranda yıllarca sinema ve dizilerde seyrettiğimiz sanatçılar bir bir geçti. Duygulu müzikle bizler de duygulandık.

belgin doruk

Sunucu Özge Özberk, ” ve geliyoruz, Türk sinemasının sadece bakışlarıyla bile izleyeni gönüllü bir tutsaklığa tabi kılmayı başarmış, Küçük hanımefendisine, Belgin Doruk” dedikten sonra perdede Belgin Doruk’un oynadığı filmlerden görüntüler izledik.

altin-badem-ikinci-gece-9

Belgin Doruk’un oğlu Aydın Birsen” Belgin Doruk’u kısaca anlatmak gerekirse sanatçı yönünü değil de annemi anlatayım sizlere. Çocukluk yıllarımda halkın ilgisini kıskanıyordum açıkçası, çünkü ben annemi çok özlüyordum, hayat film setlerinde geçiyordu. Annem mesleğine, filmlerine çok önem veren birisiydi, yaptığı işe çok saygı duyuyordu, evimizdeki eşyaları film setlerine taşır, kıyafetlerini falan özenle seçerdi. O zamanlar annemi özlediğim için halkın ilgisi beni sinirlendiriyordu ama şimdi onunla gurur duyuyorum, daha sonraki dönemlerde annem benim arkadaşım oldu. Erkek çocuk ve annesi olarak aramızda çokça paylaşım vardı, belli bir kaderi beraber paylaştık. İnsanlara karşı biraz mesafeliydi, kendini soyutladı, çocukları ve torunlarıyla daha sakin bir hayata yöneldi, şu anda umarım bizi görüyordur diye düşünüyorum, burada olsaydı, dün çocuklarıyla beraber Cüneyt Arkın’ı izlerken imrendim açıkçası. Burada olmaktan dolayı , bu imkanı verdikleri için çok teşekkür ediyorum” dedi.

altin-badem-ikinci-gece-10

Suna Selen “Ben Belgin hanımla iki filmde çalıştım. Bir tanesi pamuk prenses yedi cücelerdi, o iyi kraliçeyi oynuyordu ben de kötü kraliçeyi. Bir tanesi de küçük hanımın şoförüydü, o orada hanımefendiyi oynuyordu ben de ortalık bozan kötü kadınlardan birini. Birlikte çalıştığımız zaman kendisine hayran oldum, çünkü herşeye rahmen o bir patron karısıydı, yapımcının karısı ve bizler de çalışanlardık. Bizlere karşı son derece sevecen, tepeden bakmayan harikulade bir insandı. Çok iyi bir oyuncuydu aynı zamanda.” diye sözlerini bitirdi.

Ahu Sungur “Ben Belgin Doruk’u tanıyamadım, o şansı yakalayamadım. O Türk sinemasının küçükhamıefendisi, büyük bir oyuncu aynı zamanda 1953 senesinin Türkiye ikinci güzeli. Biraz önce Aydın beyi dinlerken çok duygulandım, eminim ki sizi duydu, çünkü anneler çocuklarını sonsuza kadar bırakmazlar, ben buna inanıyorum çünkü ben de bir anneyim.” dedi.

altin-badem-ikinci-gece-11

Belgin Doruk kitabının yazarlarından Bircan Silan ” Aydın benim kardeşim sayılır, ben bu Belgin Doruk’un kitabını yazan kişiyim diyerek Belgin Doruk’a yazmış olduğu veda yazısını okudu. Ardından onur ödülünü vermek üzere Türkan Şoray sahneye davet edildi. Türkan Şoray büyük bir alkış tufanı içinde sahneye geldi, halkı selamladı.

altin-badem-ikinci-gece-12

Türkan Şoray “Burada bulunan herkesi, içeriye giremeyen dışarıdan izleyen tüm Datçalıları, hepinizi tüm sevgimle öpüyorum” diyerek söze başladı. “Bizler için şu anlar çok değerli biliyormusunuz derken anfitiyatro alkışlarla inliyordu. Sizlerin sıcak bakışlarınız, kalbinizi görüyorum, yüreğinizi görüyorum. Bunlar Tanrı’nın bize verdiği ayrıcalık, bunu yaşadığım için çok mutluyum, hepinize teşekkür ediyorum, bu sıcak sevginize, alkışlarınıza.” Kaybettiklerimizi izleyince inanılmaz bir hüzün duyuyorum. Sanatçılar aslında ölümsüz, çünkü sevenlerinin kalbinde yaşıyorlar, sevgili Belgin Doruk da onlardan birisi. Benim hayatımda apayrı bir yeri vardır; söyle ki ben daha okula giderken sık sık adını duyardım ve nasıl birisi diye merak ederdim, yıllar sonra sinemaya girdim, Belgin Doruk’un meşhur olduğu zamanlar, onu sette kenardan hayranlıkla izledim, hayranlığım bir kat daha arttı. Ondan sonra aslında kendime kızıyorum işlerin içinde kayboluyoruz, yıllarca ona gitmek, onunla sohbet etmek çok istedim, birlikte hiçbir filmde oynamadık. Bir zaman sonra sinemayı bıraktı, bebek tarafında oturuyordu, oradan geçerken ona bir uğrasam, size ne kadar hayranım desem, o güzel ellerini tutsam, o güzel bebek yüzüne baksam, sevgimi, hayranlığımı ifade etsem diye hep düşündüm ama yapamadım. Onu kaybettikten sonra  daha çok üzüldüm, bu duyguları hep yaşadım, kendimi affetmiyorum, bu daveti alınca sanki biraz huzur bulacağım diye düşündüm. O hala kalbimizde ve ona veriyorum bu onur ödülünü diyerek ödülü Aydın Birsen’e verdi.

Sayfalar: 1 2 3

3 yorum

  1. Elinize uğraşınıza özverinize binlerce teşekkürler…datca ile ilgili böyle bir site yaratılmış olması gerçekten övgüye değer…devamı dileğiyle nice günlere…

  2. Her zaman ifade ettiğim gibi, Muzaffer Hoca tek kişi ordu. Datça içinçancak bu kadar güzel e etkili tanıtım yapılır. Festivalimizin de en iyi şekilde yansıtalması için büyük emek harcandığını görüyorum. Çok teşekkürler Hocam.

    Şener Tokca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir