İşçiliğin kusursuzluğu nasıl bir uygarlık karşısında olduğumuzu gösteriyor, kusursuz bir sıralanış, harçsız konulan büyük taşlar milim sapmadan yerleştirilmiş.
Anıtın alt kısmındaki oyuklar görülüyor, anıt üst üste konulmuş taş ayaklar üzerinde yükseliyor. Aslan heykeli anıtın dibinde yüzükoyun yatar vaziyette bulunuyor, ön ayakları kırık bir şekilde. Depremle yıkıldığı düşünülüyor, benim görüşüm de öyle. Bu çevrede yaptığım yürüyüşlerde buralarda yaşanan büyük bir depremin izlerini çok net görmüştüm. Karşı tepelerdeki antik duvarlarda ve yanlarındaki ürkütücü oyuklarda bu çok belliydi.
Anıt, Aslanlı burun denilen bir tepenin üzerinde duruyor, üç tarafı uçurumlarla çevrili, denizden de fotoğrafını çekmiştim, net bir şekilde görünüyor. Anıtın bulunduğu yerin ismi için deniz haritasına baktım, Arslanlı Burun olarak veriyor.
Anıtın çevresine yayılmış çok sayıda taş ve mimari parça görülüyor, devasa sütun parçaları var. çevresi duvarlarla çevrili, ve yapı kalıntıları var.
Tepeden görülen manzara çok güzel.
