Koyun yanından patika yolu takip ettik, karşımıza az bir arayla Karia Yolu işaretleri çıktı ama bu işaretleri bir daha göremedik. Knidos’tan gelen Karia yolu buradan arka taraftaki Bağlarözü koyuna gidiyor, oradan yol Belenköyü mezarlığının yanından Palamutbükü’ne kadar devam ediyor. Bir kez yürümüştüm.
Tepeye doğru çıkıyoruz, manzara gittikçe daha güzelleşiyor. Masmavi bir koy, çevre yüksek dağlarla çevrili. Hava çok güzel, tam bir yürüyüş havası, kuzeyden hafif bir rüzgar esiyor.
Zaman zaman grup yürüyüşlerimizde özellikle dağlık alanlarda alışkın olmayan veya kondisyonu yeterli olmayan arkadaşlarımız olurdu, bir andan itibaren onlar için yürüyüş bir eziyet halini alırdı. Şimdilerde ben de fazla yürüyemiyorum, aklıma o anlar geliyor. Kasığımda bir sancı oluşuyor, bugün de ne olacağını bilmiyordum ama artık dağları, tepeleri öyle özlemişim ki ne olacaksa olsun diye yola çıktım. Mesafe de fazla uzun değildi sonuçta, dinlenerek giderim diyordum.
Yürüdüğümüz arazi Frigana türü bodur bitkilerden oluşuyordu, zaman zaman dikenli çalılar karşımıza çıktı, biz yaban hayvanlarının kullandığı patika yollardan yürüdük.
Yamaçlardan, dikenli çalıların arasındaki dar patika yolları takip etmeye çalışıyoruz.
Yürüdüğümüz tepeyle karşıdaki tepenin arasında derin bir vadi var, vadi Bağaltı denilen koya duğru uzanıyor. Daha önceki gelişlerimde Aslanlı Mezar’ a giderken karşıdaki tepeye kadar arabayla gelmiştim, ilk gelişimde yalnızdım, hikayesini bildiğim bir yere gitmenin heyacanı vardı.