Dumanlar tütüyordu, bu kısımlarda rüzgar daha kuvvetliydi, bu yerin seçilmesi boşuna değil diye düşündüm. Soğuk bir rüzgar kırbaç gibi yüzümüze vuruyordu.
Vadiye doğru alevler hareket ederek tepelere doğru çıkmış. 2015 yılında Kızlan’dan hareketle yanan bu vadiden inerek bu yola çıkmıştık. Ormanlık alanlardan zorlu bir yürüyüştü. Yürüdüğünüz, kokusunu içine çektiğimiz bu yerleri bu halde görmek içimizi sızlattı. Kızlan Dağları
Yangının başladığı kısımlardayız, alevler tüm vadiyi yakarak ilerlemiş. Rüzgar alevleri güneye doğru yönlendirmiş, doğuya doğru gitseydi tahribat çok daha fazla olurdu, kıyılarda bir yeşil yer kalmazdı diye düşündüm. İlk gördüğümüz yanan kısım da söndürülmemiş olsaydı bu rüzgarda alevleri kontrol etmek çok zordu. Ormancılarla konuşmamızda yangının doğuya doğru yayılmasını bir orman yolunun engellediğini öğrendik, o kısımda yangının önü kesilmiş. Geçen yıllarda yeni orman yolları açılmıştı, sosyal medyada buna karşı çıkanlar da oldu. Bu yollar olmasa yangına nasıl müdahale edilecek, ki bazı yerlerde sağ alttaki fotoğraftaki gibi yangın anında yollar açmak gerekiyor, alevlerin arasında bir ölüm kalım savaşı. Bu doğada yaşayan pek çok canlının da acı çektiği, yok olduğu anlar. Yangın alanlarında çok fazla arı uçmaktaydı.
Yangının başladığı yerin 40 – 50 m ilerisi, böyle Cennet gibi bir yer, akla çeşitli sorular geliyor. Burası yörede Dalyan Suyu diye biliniyor, biraz ileride kumsalı kazdığınızda tatlı suyla karşılaşırsınız.
Evet Datça için, bu güzel Yarımada için ürkütücü ve düşündürücü manzaralar, umarım bu vicdansızlar emellerine ulaşmazlar. Planlanmış bilerek yapılmış bir eylemle karşılaştığımız izlenimini gördük. Kimine göre 25 hektar, kimilerine göre 35 hektar alan yangından etkilendi.
Bu kıyılarda herkesin çok dikkatli olması gerekir, böyle bilerek yapılan yangınların yanında dikkatsizlik sonucu da yangınlar çıkıyor. 2013 yılında yaptığımız bir yürüyüşte aynı yerde yanmış yerler görmüştüm, kısa zamanda midahale edilmişti görünüşe göre. İnceburun Yürüyüşü