Asıl mağara yolu üzerinde kovuk dediğimiz derin olmayan oyuklar var. Buralardaki kayalar mağara oluşumları için ideal.
Koy ve sahil yolu manzarası hep altımızda, bir ara üstümüzden ürkütücü seslerle bir avcı kuş geçti, sesinden ve görüntüsünden kuzgun olduğunu sanıyorum.
Mağara dağın en ucunda, önünde bir kermes meşesi var, karşıdan baktığımızda mağaranın ağzı bu ağaç nedeniyle tam görünmüyordu.
Mağaranın içinde yemyeşil bir bitkiye rastlamak ilginç oldu, bir diğer nokta daha önce de belirttiğim gibi Datça’da gezdiğim bu gibi yerlerin giriş kısmında, bir kapari bitkisi mutlaka oluyor, burada da vardı. Giriş kısmının üst kısmından aşağıya doğru sarkıyordu, bunu bilenlere sormak isterim. Mağaranın yan tarafında bir hava deliği var, bu mağaranın hava almasını sağlıyor, bu gibi yerler çoğunlukla çobanlar tarafından kullanılır, gübreler nedeniyle giriş kısımlarında ısırgan otları yaygın oluyor. Mağaranın kapısının yanında bir başka oyuk var, burada ateş falan yakılmış.
Birçok mağarada olduğu gibi manzara çok güzel, internette mağara ile ilgili bilgilerin birçoğu MTA’nın sayfasından alınma. Mağara tanımlanırken ” Mağaralar, yüzeye açılımları olan ve en az bir insanın sürünerek dahi olsa içeri girebileceği genişlik ve yüksekliğe sahip yeraltı boşluklarına verilen isimdir. Mağaralar birkaç metreden, kilometrelerce uzunluk ve yüzlerce metre derinlik veya yüksekliğe ulaşabilirler. ” deniyor. Datça’da yaşayan Yüksek Jeoloji Mühendisi Cengiz Karaköse Yerel Gazete Yarımada’nın Sesi Gazetesinde yazdığı mağaralarla ilgili yazısında mağaranın tanımını ” Mağaralar, yeryüzüne açılan ama gün ışığıyla bağlantısı olmayacak kadar derine ve uzaklara kadar giden, en az bir insanın sürünerek girmesine izin veren, genişlik ve yüksekliğe sahip yeraltı boşluklarıdır. ” derken ışık girmemesini şart koşuyor. Benim Web sitemdeki Mağaralar sayfam için de bu uyarıyı yaptı Cengiz bey, çok az ışık alanlarına mağara diyebilirsiniz diyrek yardımcı oldu, kendisine teşekkür ediyorum. Datça’da mağara olarak gördüğü iki yeri de belirtmiş o yazısında.
Cengiz beyin yazısına kadar mağaralarla ilgili birçok yazı okumuştum, bu konuda bir bilgim oluşmuştu ama uzmanlık alanım olmadığı için fazla geniş bir şekilde değinememiştim, o sayfamı yeniden güncelleyip daha derli toplu yapacağım Şimdi ben bu mağarayı gördükten sonra mağara tanımına ” doğrudan güneş ışığı almayan yeraltı boşluklarıdır ” cümlesini de ilave diyorum .
Datçaya bir saat yaklaşmış,marmariste bir çok kez konaklamıştım.Yolu beni ürkütüyordu grzgin kızım oraya taşınmayı düşündüğü için annesiyle gitmişler ama taşınmaları kısmet olmamıştı.Sizin gözünüzle gördüğüm bu güzellikler beni büyüledi.Datçaya ziyaret borçluyum.Ancak yaşım 35 i geçtiğinden olsa gerek,tek tarafı denize dik uçurumso yollar beni bozuyor,araç süratim 30 km.düşüyor.Şöförlük yapmadan geleceğim bu güzellikleri tekrar hissetmek için.Ama benim kalbim yine Fethiyede,çünkü oğlum ve kızım oraya taşındılar.Gözünüze ve gönlünüze sağlık diliyorum.