Küçük dişli kısma fener, büyük olana çark deniyormuş. Çarkın üzerindeki dişler alınmış onlar genellikle pinar denilen ağaçlardan yapılırmış. Saçtan yapılma çatısı o zamanlar da aynıymış.
Çarkın ortasından geçen oldukça büyük bir ağaç var , ona iğlik deniliyormuş, çam ağacından yapılmış , bu ağaçlar Emecikte bir de Betçe dağında varmış Emin dayı’nın söylediğine göre. Emecikten Gereme ‘ye oradan köylülerce zorlukla getirilmiş. Bu düzenekte kullanılan ağaçların büyük bir çoğunluğu palamut ağacından yapılma.
Burada da un değirmeninde olduğu gibi üst üste iki taş var.Üstteki taş zamanla aşınınca üstüne bu şekilde beton dökmüşler. Emin dayı taşın İzmir Foça taşı olduğunu söyledi.
Taşları tutan çemberi sıkıştırmak için tahta parçaları kullanılmış.
O zamanlar arabalar iki günde bir kalkıyormuş, değirmenin penceresinden arabayı gördüklerinde ” geliyor, geliyor ” diye bağırırlarmış.
Karşıdaki dolap gibi ksım değirmencinin hak yeri imiş , değirmencinin payına düşen buğday oraya dökülürmüş. Bu ikinci kata unluk deniyormuş.